Hakan Günday’ın önerisiyle başladığım bu kitap beni garip bi ruh hali içine aldı. Bilinç akışı tekniği ile yazılmış okuduğum ilk kitap ayrıca bize uzak gelen aslında yakın geçmişle ilgili çok güzel detaylar vardı. Sonu istediğim gibi değildi fakat kesinlikle kötü değildi.
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,6bin okunma
Kitap fuarında dolaşırken kapanmak üzere olan bir yayınevinin çok çok uyguna satılan son kitapları dikkatimi çekmişti. Bu kitabı da kapağından ve arkasında yazanlardan etkilenerek almıştım. Gerektiği değeri görmediğini düşünüyorum. İçeriği oldukça zengin ulaşabilirseniz okumanızı şiddetle tavsiye ederimm.
Kitabı çok sevdim, 70 sayfalık kısa bir öykü olmasına rağmen bana bir çok duyguyu aynı anda yaşattı ve sonunun sizi de oldukça şaşırtacağını düşünüyorum. Keyifli bir akşam geçirmek için çok çok yeterli bir kitap.
Artık, hayatla barıştım. Her şeyi tekrar seviyorum. Kamran, bir akşamüstü, kalbime gömdüğüm o miniminileri öldüren sen olduğun halde bu gece, senden bile eskisi kadar nefret etmiyorum.
Artık aklıma bile getirmediğim Kamran'ın o kadar nefret ettigim gözleri, beni yeşil renge garez ettirdi.
Şimdi gayet iyi hatırlıyorum. Kamran, ben evvelden de, senden şimdiki kadar nefret etmediğim zamanlarda da gözlerine garezdim. Bu garez başladığı zaman, daha on iki yaşımda yoktum. Kendin de, elbette unutmamışsındır. İkide bir avuçlarıma toz doldurarak yüzüne serperdim. Bu, yalnız bir çocuk yaramazlığı mıydı acaba? Hayir, güneş islemiş yosunlu denizler gibi içlerinde hileli hareler dolaşan gözlerini acıtmak içindi.
Eger Zilan, Nergis, Meleknaz ve binlercesi homosapiens degil de hayvan olsaydı bu acıların hiçbirini çekmezlerdi, kendimizi hayvanlardan ve bitkilerden üstün görmemiz büyük bir aldatmaca, insan diye yücelttiğimiz sey aslında ne aşağılayıcı bir kavram diye düşündüm.
Ayrıca, bütün bunlar olurken bu kadar dinin tanrısı ne yapıyordu diye sordum kendime ve cevabı buldum. Tanrı o sırada dinleniyordu çünkü yedinci gündü, altı günde evreni yaratmıştı ve yedinci gün dinlenmeye çekilmişti. Herhalde bu yüzden çığlıkları duymamıştı.