2012, Trakya , Gündöndü, Kubota, Japonya, Grange ve Kaiken
Tevafuklar çoğu kez anlamlı olmuştur yaşamımda...Bağlantısallık
Memlekete dönüş...Toprakla kucaklaşma, Ayçiçeği (gündöndü) ve yeni yaza merhaba...Hayranlık duyduğum yazarın yeni kitabına başlamam ve o günlerde ziyaretimize gelen Japon dostlarımız..
Hediye getirdikleri o bez çanta onca zaman yoldaşı oldu kitaplığımın. Bazı şeyleri çok istediğimiz için önümüze çıkarıyor muhakkak Yaradan...Hamd olsun...bugüne ve iyi yürekli tüm yüreklere ...Ülkesi, ırkı, dini ,rengi ne olursa olsun iyiler hep varlar...Fotoğraflar bir zamanki kitap bloğumdan...
ve Kaiken kitabından bazı alıntılar, belki işimize yararlar:
“Japonların Stoacı bakış açılarına alışmıştı: Bir sorun karşısında hiçbir şey yapamıyorsan, bir şekilde onu yok farz edeceksin. “ syf. 336
"Japonya'da, "Dünkü çiçekler bugünün rüyalarıdır." denirdi." syf.351
" Japonlar Maymunlar bile ağaçtan düşer. derlerdi." syf. 361
Öğrencilerin kaldığı bir pansiyonda patlak veren hırsızlık olayı Hercule Poirot için hiç de ilgi çekici bir durum değildir.
Başlangıçta basit bir hırsızlık gibi görünen olayda çalınanların listesini gören Poirot, eşi bulunmaz bir sorunla karşılaştığını hemen anlar. Çünkü listede; bir steteskop, bir kutu çikolata, parçalanmış bir bez çanta ve çorba içinden çıkarılmış bir elmas yüzük vardır.
Çalınanların pek bir değeri yoktur, ama pansiyondakilerin neden böylesine şaşkınlık ve dehşet duyguları içinde olduğu Poirot'nun aklını fena halde kurcalamaya başlamıştır..
Arka kapaktan...
Bence toplumsal cinsiyet konusu olduğu zaman erkeklerden çok az bahsediyoruz mesela bugün arkadaşlarım ile konuşurken erkeğin bez çanta kullanmasına geldi konu ve ben hariç tüm kız arkadaşlarım o ne gay gibi dedi :D ayrıca gayliği ayrı bir cinsiyet sanmaları bağırtı sırf erkeklerden hoşlanıyor diye erkek olmadıklarını düşünmeleri evet gayler erkek tabii aq
Çoğumuz kendi suçumuzmuş gibi yoksulluğumuzdan utanırız. Ben de yıllarca yoksulluk ayıbımdan utandım, taa yazar olana dek… Çoğunluğun yoksul olduğu ülkede, yoksulluğun değil, varlıklılığın daha utanılası olduğunu yazarlığa başlayınca anladım.
Ve bir çocuk gözlerini dikmiş bana bakıyor.
Aklımdan şunlar geçiyor:
Uzun. Fazla uzun, gerçekten, en az 1.90 ya da 95. Omzunda eski bir deri çanta sarkıyor, onun üzerinde de üniversitenin bez çantası.
Herkese Merhaba
Bir oyuncağın konuştuğunu düşünsenize!
Kulağa çılgınca geliyor değil mi?
Evet bu kitapta konuşan bir oyuncağın macerasını okuyoruz. Okurken çok eğlendim. Hatta yazarımız kitabı gönderirken bez çanta hediye etmişti. Ona bayıldığım söylemeden geçemeyeceğim. Devam kitabını merakla bekliyor olacağım.
Çoğumuz kendi suçumuzmuş gibi yoksulluğumuz- dan utanırız. Ben de yıllarca yoksulluk ayıbımdan utandım, taa yazar olana dek... Çoğunluğun yoksul olduğu ülkede, yoksulluğun değil, varlıklılığın daha uta- nılası olduğunu yazarlığa başlayınca anladım.