Sonra yemek yiyor ve uyuyorduk, ardından boru sesiyle tüfek omza, çanta sırta, matara kuşağa, fişeklikler bele, 1893 model karo as modeli ve altında kalın bez geçirilmiş tahta çerçevesi bulunan, rengi vagon yeşilinden kızıl kahveye çalan sırt çantası omuzlara deyip yeniden yola vururduk. Bu çantayı sırtımıza ortasına yün tampon konmuş iki kuşakla sabitlerdik.
Çanta boş olduğundan önceleri altı yüz gramdı, hiç ağır değildi. Ama kısa süre sonra ağırlaşacaktı, çünkü sırt çantası yönetmeliği gereği içine ilk parti malzeme özenle yerleştirilecekti, ilkin besin maddeleri, mentollü alkol şişeleri ve yalancı kahve, şeker ve çikolata kutuları, kalaylı demir kupalar, çatal bıçak, bükme demir maşrapa, konserve açacağı ve çakı. Sonra giysiler: uzun ve kısa donlar, pamuklu mendiller, kışlık fanilalar, don lastikleri ve baldır bantları; bakım ve temizlik malzemeleri: elbise fırçaları, ayakkabı ve silahlar için fırçalar, yağ, cila, düğme, ayakkabı bağcığı kutuları, dikiş malzemesi ve ucu yuvarlak makaslar; vücut bakımı ve sağlık malzemeleri: pansuman malzemeleri ve hidrofil pamuk, havlu, ayna, sabun, ustura ve bileğisi, tıraş fırçası, diş fırçası, tarak; bir de kişisel malzemeler: tütün ve tütün kâğıdı, kibrit ve çakmak, cep lambası, nikel ve alüminyumdan asker künyesi, askerin dua kitabı ve not defteri.