Bu kitaptan önce
Just a bit bossy ve just a bit twisted kitaplarını okudum. Ama favorim şuan kesinlikle Just a bit Wicked.
Öteki kitaplarda şehfet ön plandaydı ama bu kitapta önemli bir konu çok güzel işlenmişti.
Homofobik bir adamın yetiştirilme tarzı yüzünden kendi duygularıyla savaşması çok etkileyiciydi. Kendi cinsel kimliğini anlamaya çalışırken aynı zamanda yoğun bir aşk hissediyor olması ve bununla başa çıkmakta zorlandığı zamanlar çok gerçek ve doğaldı. Kitap dramatik değil çünkü öyle bir dille yazılmamış. Fakat çok gerçek bir kitap. Çok gerçek duygular. Ve bu duyguları çok net hissettim. Diğer yandan Sebastian için de durum çok zordu. Onun benliğini aşağılayan, hor gören, zorbalık yapan insanlarla hayatı boyunca karşılaştı ve yine böyle bir insanı sevmemek için, kendini korumak için çaba sarfetti. Bu duyguları yaşamak onun için de zor olmalı...
Kitabın akışında göze batan hiçbir şey yoktu. Hikaye baştan sona saçmalamadan devam etti. Öyle ki her sahnenin anlamlı ve önemli olduğunu hissettim. Söyledikleri her söz ve her davranış gerçekçi ve inandırıcıydı. Öyle ki bazı sözler söylendiğinde bunları yüreğimde hissettim ve duygulandım.
Kısacası, bu kitabı okuduğum için çok mutluyum. Böyle bir hikaye yazdığı için yazara minnettarım. Basit bir yetişkin romanı değildi bu kitap. Gerçek bir hayatı yansıttı.
"LoveisLove" diyerek sözlerine son veriyorum. Daha eşit, zorbalık yapılmayan, saygı dolu bir dünya diliyorum.