Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanın eceli belirsizdir. Eceli insana bildirilmiş olsaydı, yetmiş yaşında vefat edeceği kesin olan biri, otuzlu kırklı yaşlarına kadar, ‘ne de olsa ölüme daha çok var’ hissiyatından kurtulamaz ve hayatının ilk yarısı ölüme karşı gaflet ve duyarsızlık içinde geçerdi. Otuz kırk yaşından sonra ise darağacına çıkmakta olan bir idamlık gibi, emdiği
İnsana dair öylesine lakaytım ki. Tüm bu lakaytlık içinde insana dair merak ettiğim tek bir şey biliyorum. Geceleyin sadece lastik sesini duyduğum ve ışıklarını gördüğüm arabaların içindekileri. Nereye gidiyorlar acaba? Evine mi, işe mi gurbete mi, askere, hastahaneye mi? Nereden geliyorlar acaba? Yoksa meyhaneden mi dönüyor? Acaba pişman mı? Kederli mi heyecanlı mı? Ağlıyor mu mutlu mu? Yüz hatları gevşek mi kasılmış mı? Yorgun mu dinç mi? Uykusu var mı? Niçin böyle? Kendimi en rahat hissettiğim zaman dilimi, gece. Kendimi en rahat hissettiğim mekan, arabanın içi. Bu ikisi birleşince insanın ne saklayacak bir sırrı ne gizleyecek bir yüzü kalıyor. Ne karşıdan gelen yüzünüzü görebiliyor. Ne birisi sesinizi duyabiliyor. "Yerin kulağı vardır." sözünü çiğneyen bir an bu. Bu merakın sebebi insanların hava almaya çıkardıları büyük sırları olmadı hiçbir zaman. İnsanın en hesapsız, en faş anı bu an. Ve müthiş bir muammayla, insanın bu en açık en saf halinin birleştiği an. İnsanın ruhunu tanımanın en net olduğu ama en imkansız olduğu an. İşte bu yüzden Tüm lakaytlığımı paramparça ediyor bu bilinmezlik. Bilinseydi ne olurdu? Ben tümüyle lakayt olurdum.
Reklam
Türk vatanı zokayı yutmuşların veya başka bir yörede dikiş tutturamamışların bir sığınağı değildir (Olmamalıdır demem daha uygun olurdu). Hıristiyan takviminin 1915. yılında Çanakkale’de bütün dünyaya Türk milletinin sıfırı tüketmediğini gösterdik. İyi mi oldu? Hayır, hiç iyi olmadı. Türk vatanı Türk yurdunun yüceltilmesi sonucunda ele geçmiş bir yer olarak bilinseydi dünyaya gösterdiğimizin değerini belletecektik. Bilakis tersi vuku buldu. Batı Medeniyetinin terk ettiği ne varsa onu baş tacı ettik. Etmemiş olsaydık 27 Mayıs millî bayram sayılabilir miydi? Başımıza gelen hangi hadise ders çıkarmamıza sebep oldu? Niçin hiçbir hadise bize öğretici gelmiyor? Gelmeyişin iki sebebi var: Modernleşme istikametinde her hareket bir gayri-Müslim çevrenin programına hizmet ediyor. Bu bir. İkincisi aynı hadiseden zarar görenlerin duasının şöyle oluşudur: Allah daha beterinden korusun veya Allah bu günleri aratmasın. Kimin kimle neyin pazarlığını yaptığı ayan beyan olmadan kötüden betere gideceğiz. -İsmet Özel-