Tezer Özlü, 1966
-Esin’e- Akşam çok uzun süreden sonra gelmişti. Aynı akşamın gecesi çok derin, karanlık, olağanüstü karanlık oldu. Bir ara ağaçlar altında yürüdüğümüzü hatırlıyorum. Sonra suya atladılar yanımdakiler. Belki ben bunun için döndüm eve. Bilmiyorum. hatırlamıyorum. Evde her gün üzerinde oturduğum bir koltuk var. Camdan düzensiz bir duvar, bir ayva
yirmi beş yaşındayım, yapmak istediğim hiçbir şeyi yapamadım ama yapmak zorunda kılındığım her şeyi yaptım, aksatmadan. bunu her düşündüğümde hiç bilmediğim, sesimin bilinmediği, haritada gösteremeyeceğim sakin bir dağı, o dağda yetişen bir ağacı düşlüyorum. işte o ağaç olsaydım.
Reklam
Hazırlamış Olduğum Hikayemden İkinci Kesit
Ad:Bilge Ağaç Tür;Hikaye Yorumlarınızı beklerim . Öğlen vaktinin yere düşmesi ile kızgın toprağın sinesine dokunarak , zihnin de dolasan kargaların karanlığını üşüşmelerini, saldırganlığını ve kendine eş edinmiş cismanilerin uğultularını kalbinde üşümeye başlayan kimliği terk etmeden , varlığın derin bir sihiri olan bedenin deki şişkinliği ve
ŞASUSA
Bir avuç toprağın kenarında Kendimden uzak bir yerde tek başıma oturmuşum tüm esintiler toprak oldu. Ve Parmaklarımın arasından kayarak yere düştü. Bir Hiçe Benziyorsun! toprağın soğukluğuna bırak yüzünü. Kendi yüksekliğimi kaybetmişim. Korkuyorum,bir sonraki andan ve duygularıma açılan bu pencereden. Elimin unutkanlığına bir yaprak
Veysi Uyar - Aşkın Gözü Kördür
Aşkın gözü kördür derlerdi de inanmazdım. Hakikaten de körmüşüm. Ne sevgisizliğini görebilmişim ne ihanetini. dalabileceğim tek derya gözlerindi. O tatlı bakışların da boğulurdum. Şimdi o deniz korudu. bende yolumu kaybettim. Kılavuzum senim bakışlarındı. Şimdi senin gözlerin yaş Akıyor. Dökülen yaşların da yolumun önünde ki uçurumlar. Bu yaşları her gördüğüm de o uçurumdan düşüyorum. Uçurumun sonunda bi deniz var. Ben sana her baktığımda. Bu denizde boğuluyorum. Saçların, bir zamanlar doya doya okşadığım, şimdi karşımda bir ormana dönmüş. Her bir teli dikenli bir ağaç, dokunmasam bile bana batıyor. Dudakların ok, onlardan çıkan her kelime yüreğime saplanıyor. Hele kalbin, kalbinde başkası saklı. Ben ona bakamıyorum. Orda olmadığımı bilmek bile yetiyor. Şimdi gidiyorsun, attığın adımlarının sesi kulağımda çınlıyor. Arkanda bıraktığın iki şey var. Biri malup olmuş ben, biride hatıratın...
Bazen düşünüyoruz: Neredeyiz, kimiz, nereye aitiz. Bilmiyoruz. Düşündükçe bir ağaç olmayı düşlüyoruz. Hüseyin Kıran, "Her ağaç bir yerini bulmuşluktur."diyor ya gülümsüyoruz
Reklam
42 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.