Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
Dışarda bahar geldi karıcığım, bahar. Dışarda, bozkırın üstünde birdenbire taze toprak kokusu, kuş sesleri ve saire… Dışarda bahar geldi karıcığım, bahar, dışarda bozkırın üstünde pırıltılar… Ve içerde artık böcekleriyle canlanan kerevet, suyu donmayan testi ve sabahları çimentonun üstünde güneş… Güneş, artık o her gün öğle vaktine kadar, bana yakın, benden uzak, sönerek, ışıldayarak yürür…
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
Senin adını kol saatımın kayışına tırnağımla kazadım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var, (bizlere ålätı-katia verilmez), ne de başı bulutlarda bir çınar. Belki avluda bir ağaç bulunur ama gökyüzünü başımın üstünde görmek bana yasak... Burası benden başka kaç insanın evidir? Bilmiyorum. Ben bir başıma onlardan uzağım, hep birlikte onlar benden uzak. Bana kendimden başkasıyla konuşmak yasak. Ben de kendi kendimle konuşuyorum. Fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi şarkı söylüyorum karıcığım. Hem, ne dersin, o berbat, ayarsız sesim öyle bir dokunuyor ki içime yüreğim parçalanıyor. Ve tıpkı o eski acıklı hikâyelerdeki yalnayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek mavi gözleri ıslak kırmızı, küçücük burnunu çekerek senin bağrına sokulmak istiyor.
Sayfa 53 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
3 Bugün pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak bu kadar mavi bu kadar geniş olduğuna şaşarak kımıldanmadan durdum. Sonra saygıyla toprağa oturdum, dayadım sırtımı duvara. Bu anda ne düşmek dalgalara, bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım. Toprak, güneş ve ben Bahtiyarım...
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
Ve tıpkı o eski acıklı hikayelerdeki yalınayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek, mavi gözleri ıslak kırmızı, küçücük burnunu çekerek senin bağrına sokulmak istiyor.
214 öğeden 251 ile 214 arasındakiler gösteriliyor.