Şimdi ben bunu iki üç cümleyle nasıl anlatayım?Bir ömrün, bir ülkenin yakın tarihinin,koca bir mücadelenin yüreğimi delen hikayesi üç satıra sığmaz ki!Eseri içim titreye titreye,bazı satırlarını ağlaya ağlaya,birçok kısmını söylene söylene öfkeyle ama hep boğazımda bir yumru ile okudum.Soluksuz kaldığım yerler oldu,uzun süre etkisinden kurtulacağımı sanmıyorum.Yazar İsa'nın çocukluğundan başlayarak önce Hüzzam'ın sonra memleketin tarihini hiçbir detayı atlamadan,tane tane İsa'nın hayatıyla harmanlayarak harika bir kurgu ile anlatmış.Her satırı ayrı bir yara.Darbeler,Maraş ,Çorum katliamları,devrimci mücadele,Denizler,Kızıldere,Erdal Eren ,cezaevleri,işkenceler...daha saymakla bitmez.Tarihin ne kadar karanlık yüzü varsa hepsiyle okuru yüzleştirmiş.İsa'nın çocukluğu,gençliği,verdiği mücadele...Aslında ödenen büyük bedeller,kıyılan nice körpe canlar,yağan kurşunlar,yarım kalan sevdalar öyle güzel işlenmiş ki.İsa'yı,Musa'yı,Türkan yengeyi,Recep amcayı,Latife'yi,Zeliha'yı unutmam mümkün değil.Ayrıca yerli yerinde bir öz eleştiri de yapmış yazar.Devrimci mücadeleyi,bölünüp parçalanmaları,yapılan hataları da çok güzel eleştirmiş.Anlatım da oldukça başarılıydı.Sonundaki zaman dizimi ayrıca güzeldi.Kitap yüreğimi dağladı.Keşke herkes okusa!Yazarı İsrafil'in Kanatları eseri ile hayran olarak tanımıştım.Hüzzam ile hayranlığım arşa çıktı.Emeğine yüreğine sağlık @hakanyaman63 #hüzzamınuçmaihtimali
