Bin yıl yaşamışça, daha da çok anım var.
Çekmeceleri hep şiirler, bilançolar,
Aşk mektupları, ilamlar, nice makbuzun
Arasına karışmış saçlar dolu, uzun
Bir masada yoktur hazin beynimdeki giz.
Bir piramittir o, bir mahrem ki bitimsiz,
Toplu çukurlardan daha çok ölüleri.
Ben ayın tiksindirici bir mezarlık yeri,
Vicdan azapları gibi uzun kurtçuklar,
Candan ölülerime saldırır dururlar.
Bir yatak odasıyım solmuş gülleriyle,
Modası geçmiş bir yığın öteberiyle,
Hüzünlü pastellerle soluk Boucher’lerin
Açık şişeyi kolladığı, derin derin…