Alnı secde-i Rahmân'a değmemiş insanların, mükellefiyetlerini yerine getirmemiş insanların, kusurlarını itiraf edip özür dileyerek, "yaparım inşallah" demeyip de "ne lüzumu var efendim" diye Hz. Mevlâna'ya sığınmalarının adı hoşgörü değil, olsa olsa boş görüdür.
Sayfa 109
Reklam
Kadınlık erkeklik ve milliyet, dünyaya ait olgu lardır. Kabre konulduğumuz zaman kadın mısın, erkek misin, diye sormayacaklar! Türk müsün, Avusturyalı mısın, Eskimo musun, Meksikalı mısın, diye sormayacaklar. “Rabbin kim, kitabın ne,peygamberin kim, kardeşlerin kimler, kiblen neresi..." diye sora caklar. Yani kadınlık erkeklik, ebedi hayata ait olan unsurlardan değildir. Sadece dünyevi birer sifat ve haldir. Uremeye yarar. Allah in muradı böyledir. Keza millet de... Cenab-ı Allah, "Ya eyyuhen-nasu inna halaknakum min zekerin ve unsa ve cealnakum suüben ve kabaile li tearafa, inne ekramekum indellahi etkakum, innellahe altmun habir. Ben sizi meşrep meşrep, cins cins, kabile kabile yarattım" buyuruyor. "Birbirinizi daha iyi tanıyın ki beni daha iyi tanıyasınız" demektir o aslında. Dolayısıyla kadınla erkek arasında manevi yolculuk bakımından hiçbir fark yoktur.
Sayfa 67
Oysa sevmek -sacayağının üçüncü ayağı vermek mesleğidir. İstemek bile sevgide olmaz. O beni sevsin, diye istiyorsan, bilmiş ol ki sen onu sevmiyorsun, onun seni sevmesini seviyorsun. Onu sevmiyorsun, dikkat et! Ben ona ne verebilirim, diye soruyorsan; güler yüzün, bir tatlı dilin de mi yok canım? Onu ver! İşte ne verebilirim diye düşünmeye başladığın zaman, sevmeye başlamışsın demektir. Ve bilmiş ol ki, o da seni mutlaka sever. Seviyordur, sevmeye başlamıştır. Bunun için mutlaka, göz temâsı, ten temâsı gerekmez! Düşünce, his, duygu temâsı yeterlidir.
Burası âşıklar makamıdır Buraya her eksik gelen tamam çıkar Molla Câmi (konya)
Reklam
220 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.