Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkistan Otonomisi Hokand şehrinde kurulan muhtar cumhuriyetin Bolşevikler tarafından acımasızca yok edilişi, Bolşeviklerle Türkistan halkı arasındaki zıtlaşmayı ve düşmanlığı iyice arttırmıştı. Bu gelişme Türkistanlı seçkinlere, düzenli bir silahlı kuvvete sahip olmadıkları sürece ülke idaresinde söz sahibi olamayacakları gerçeğini de açık
Ama işgal sadece bir taşkın değildir; aynı zamanda diğer yaşama biçimlerini ve tüketimi mümkün kılan bir çerçevedir. 1990'lar boyunca, işgal evleri içinde kurulan barlar, restoranlar ve atölyeler sahici alternatif kültürlerin ve ekonomilerin gelişimine katkıda bulunmuştur. Toplama sistemleri nesnelerin ve yiyeceklerin dolaşımına olanak tanımıştır. İnsanların kendi idare ettikleri çocuk bakım merkezleri işgalcilerin çocuklarını olduğu kadar komşuların çocuklarını da ağırlamıştır. İnsanlar aynı zamanda geceleri buralarda cüzi paralara içip dans edebilmişlerdir (genellikle fiyatlar, her tüketicinin kendi imkanları dâhilinde katkıda bulunmasına izin verecek şekilde 'açıktır'). İnsanlar hibe almadan yeni sanatsal projeleri sergileyebilmiş ve devam ettirebilmişlerdir. İşgal evlerinden doğan bağzı dans ya da tiyatro toplulukları (örneğin Omor Porra'nın Théâtra Malandro'su) daha sonra Avrupa çapında başarıya kavuşmuşlardır. İşgal evi ağı aynı zamanda diğer destek amaçlı ve şenlikli etkinliklerin mekânı da olmuştur. Örneğin 'Boulanlar' -farklı işgal evleri tarafından düzenlenen ücretsiz yemekler- tek seferde yüze yakın insanı bir araya getirmiştir. Ünlü 'sal yarışları' hala suyun kaldırma kuvveti yasalarına meydan okuyan hayal edilebilecek en olağandışı teknelere şahit olmaktadır. İşgal evleri arası futbol turnuvaları Avrupa'nın her tarafından işgalcileri futbol etrafında buluşturmuştur.
Sayfa 93 - 'Olanklı Olanın Nadasa Bırakılmış Toprakları': Cenevre'nin İşgal Evlerinde Kapitalizmin Hayata Geçirilmiş Eleştirisi Üzerine Bir İncelemeKitabı okudu