Çıkar olmuş kapkara bir totem. Ardında yığılır dağ gibi matem. Mustafa Tuku
Totem Ve Tabu Sigmund Freud
sayılan kimseler ve şeyler elektiriklenmiş eşyaya benzetilebilir. Bu gibi insanlar ya da eşya öyle korkunç güç kaynaklarıdır ki , elektirikleri dokunmayla geçebilir ve bu elektiriğin boşalmasına neden olan canlı dayanıklı değilse üzerinde yıkıcı etki yapar. Bu tabunun çiğnenmesinin ortaya çıkaracağı sonuçlar, bir yandan tabu olan kimsede ya da şeyde saklı olan büyülü etkinin gücüne , diğer yandan da tabuyu çiğneyenin manasının gücüne bağlıdır. 38
Reklam
Totem Ve Tabu Sigmund Freud
''İlkel insanlar arasında yas tabusu göreneklerinin en şaşırtıcı ve aynı zamanda en öğretici olan bir diğeri , ölmüşün adını anma yasağıdır. Bu yasak çok yaygındır ve önemli sonuçları olan birçok kılık değiştirmeye uğramıştır.'' Bu kitap Engels'in Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni ile beraber okunmalı. Freud, totemlere bağlı olarak yaşayan ilkel toplumların, totemler arasında bir çok ilişkiyi düzenleyen katı kanunlarla yaşadığını ve bir anlamda ailenin de ilksel kökenlerini açıklarken, Engels'de ailenin oluşumunu incelerken, ilkel kabilelerdeki aile öncesi akrabalık ilişkilerinin evrimini inceliyor.
Totem Ve Tabu Sigmund Freud
Freud ensest korkusunun ilkel ve gereksiz bir duygu olduğunu, din ve ahlakı (totem ve tabu) bu duygunun doğurduğunu, bunun nevrotik bir durum (hastalık) olduğunu anlatır."incest" olarak geçen ilişki türünü ise insanların doğasında nasıl yer aldığını açıklamaya çalışmıştır. ingiliz Doğu Afrikası'nda Akamba ya da Wakamba Adası'nda herkesin daha sık karşılaşabileceği bir yasaklama söz konusudur. Bu kurala göre , bir kız ergenleştiğinde ve evlenme çağına geldiğinde , artık babasından kaçmak zorundadır. Babasıyla yolda karşılaşsa kendisini hemen bir yere saklar. Babasının yanına asla oturmaz. Evleninceye kadar bu biçimde davranır. Fakat evlendikten sonra babasıyla toplumsal ilişkiler tümüyle serbest hale gelir
Şamanizm İçimizde - III >> 40 Sayısı <<
Eski Türk inanışına göre ruh fiziki bedeni 40 gün sonra terk eder. Türk destanlarında kırk sayısı çok yer alır ve kırk yiğitler, kırk kızlar epeyce geçer. Manas destanında olduğu gibi, Dede Korkut hikayelerinde kırk yiğitler görülür. Hikayelerde ve masallarda kırk gün ve kırk gece düğünler, kırk haramiler, kırk satır ve kırk katır çok geçer. Bazı ejderhalar vardır ki onlar yenilmezler ve ölmezler, ancak bunların tılsımları bozulursa ölürler. Bu ejderhaların kırk günlük bir uyku zamanı vardır. İşte bu zamanda ejderhanın yanına gidilir, üzerinden kırk tane kıl koparılır, ateşe atılarak yakılırsa ejderha da ölür. 40 sayısı totemcilik döneminden kalma bir inanıştır. Semavi dinler dahil birçok inanışta 40 sembolizmasının görülmesi dinlerin evrim süreci konusunda fikir verir. İslamiyet'te ölümün ardından 40 gün geçtikten sonra Kur'an ve Mevlit okutma adetlerinin, Musa'nın Tanrı'nın buyruklarını Tur dağında 40 gün 40 gecede almasının, eski Mısır'da firavunun ölümünden kırk gün sonra cennete gidebilmek için bir boğa ile mücadele etmek zorunda kalmasının, Hıristiyanların paskalyaya 40 gün oruç tutarak hazırlanmasının, Ayasofya zemin katında 40 sütunun ve kubbesinde de 40 pencere olmasının kökeninde o eski devirlerden kalma Şaman veya totem geleneklerinin etkileri görülür. -Notlarım
Kimsenin yapmak istemediği şeyleri yasaklamaya gerek yoktur ve hiç kuşkusuz açıkça yasak edilen şeyler kesinlikle bir isteğin hedefi olan şeylerdir. Totem ve Tabu, Sigmund Freud
Reklam
144 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.