Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

enise

enise
@birahfam
Müjdeler olsun! Müjde sizsiniz...
31 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Azap var mı alemde fikir çilesine eş? Yaşamak zor, ölmek zor, erişmekse zor mu zor? Çilesiz suratlara tüküresim geliyor! Evet, ben, bir kapalı hududu aşıyorum; Ölen ölüyor, bense ölümü yaşıyorum!
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
O ve Ben
O ve BenNecip Fazıl Kısakürek
9/10 · 8,3bin okunma
İslâm, zıt kutuplar arasında muvâzene âhengini bulma dâvasıdır; ve nâmütenahi inceliklerin, kılı kırk yarmak yerine kırk bin yarmanın işidir. Bu iş de ne kadar zor, ne kadar zor!..
Sayfa 252 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Edep, hadlere riayet demektir, en büyük edep de İlâhî hududu muhafaza etmektir.
Sayfa 204 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Bir Müslümanın bir müslümana küfür isnat etmesi kadar tehlikeli bir şey yoktur. İsnat edilen küfürde değilse, küfür, isnat edene döner.
Sayfa 189 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Haddini aşan her şey, zıddına döner.
Sayfa 161 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Canevimden oku yemiş bulunuyorum ama okun sapındaki, bolca tutulmuş, kalomalı ipi istediğim tarafa sürükleyerek yine dış dünyayı taş taş koklamakta devam ediyorum. Sonra dövünüyorum, ağlıyorum, bazan dövünmek de gelmiyor hatırıma; ve daima nefsime müddet üstüne müddet, vâde üstüne vâde bağışlayarak, sefil ve perişan, sürünüyorum. Pârisa Hazretlerinin sözlerini elimle kaydediyor, ona bayılıyor da bir türlü tâbi olamıyorum: - Gafil halk, kesik ve bitkin, bir lâf eder: Yarın olsa da bir iş işlesem... Bilmez ki, bugün, dünkü günün yarınıdır. Bugün ne işlemiştir ki, yarın bir şey işleyebilsin?
Sayfa 143 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Hakikati görmekten korkmuyor musun; anlamaktan, anlamanın ateşiyle kavrulmaktan korkmuyor musun? Dediğim zaman şu cevabı vermişti: Anlamamaktan korkuyorum! Anlayamamanın acısını çekiyorum!
Sayfa 107 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Garibiz; her yerde, her şeyin içinde ve herkesin ortasında garibiz... Vatanımız burası sanmayın!.. Ve bu gurbet Allah hasretinden başka hiçbir şey değil... Her şeye ve herkese uzaklığın da aks-i dâvası o, Allah... Yakın olan o, ama biz farkında değiliz.
Sayfa 106 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Sakın bu dünya, göze görünür ve görünmez her şeyiyle doğacak bir çocuğu kandırmak için, bütün insanların birlik olup uydurduğu müthiş bir yalan olmasın? Ve sakın o çocuk ben olmıyayım?
Sayfa 100 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her şeyi o türlü kaybettim ki, Allah'ı kazandım.
Sayfa 99 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Paskal, insan tefekkürünü zorlaya zorlaya işi Peygamberlerin eteğine yapışmakta bitirmiş, kapkaranlık bir çile deminde birden bire parlayan bir alevle karşılaşmış ve sonunda: - Filozofların bahsettiği değil, Peygamberlerin haberini getirdiği Allah! Diye haykırmış ve tek tek bir çok Peygamber ismi saydığı halde, Peygamberlerin Efendisini bulamamış ve kıl farkiyle kurtuluş gemisini kaçırmış insan...
Sayfa 70 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Yaşar Nabi, ismimi «bir mısraı bir millete şeref verecek şair» diye anarken... Bunları niçin ortaya döküyorum, biliyor musunuz; bunları, bu teneke madalyaları?.. Ben, O Tepenin rüzgârını aldıktan ve Müslümanlığımı bayraklaştırdıktan sonra, bu insanlardan bir ikisi müstesna, hemen hepsi ve daha niceleri benden yüz çevirdi ve beni, 'Sanatına kıyan geri adam' diye yaftaladı da ondan.
Sayfa 68 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Yirmi yaşını henüz aşmışım... Kendi kendimin, kendi mahrem «ben»imin üstüne bir çeki taşı koymuş, taşa da çıkmış, hora tepmekteyim: Sus! Sesini duymak istemiyorum!
Sayfa 67 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
enise
@birahfam·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Kuran-ı Mecid Ve Tefsirli Meal-i Alisi
Kuran-ı Mecid Ve Tefsirli Meal-i AlisiMahmud Ustaosmanoğlu
9.9/10 · 111 okunma
Ebû Hayyân (Rahimehullâh)in beyanı vechile; bu âyet-i celîlede Hristiyanların, Müslümanlara dost olduğu açıklanmamış, ancak onların Yahudilerden ve müşriklerden daha yakın olduğu bildirilmiştir. Yahudilerin düşmanlıklarının şiddeti izaha muhtaç değildir, zira onların inançlarına göre; din bakımından kendilerinden olmayan kimselere hangi yol ve şartla olursa olsun kötülük yapmak farzdır. Böylece öldürebildiklerini öldürürler, değilse malları gasp etmek, hırsızlık yapmak veyahut çeşitli hile, tuzak ve desîseler kurmak suretiyle insanlara ellerinden gelen zararı yapmaya çalışırlar. Hristiyanların inancı ise böyle değildir; aksine onların dinine göre, başkalarına eziyet yapmak haramdır. Ama şu bilinmelidir ki; Hristiyanlar inanç konusunda Yahudilerden daha kötü durumdadırlar, zira Yahudilerin inancının bozukluğu peygamberlik konusunda, Hristiyanlarınki ise ilâhlık mevzuundadır. Cessâs ve Beğavî gibi âlimler, âyet-i kerîmenin bütün Hristiyanları kastetmediğini bilakis Necâşî ve arkadaşları gibi İslâm'ı seçen bir tâife hakkında indiğini açıkladıktan sonra: "Müslümanları öldürmek, esir etmek, şehirlerini harap etmek, mescitlerini yıkmak ve mushaflarını yakmak gibi zulümler hususunda Hristiyanlar da Yahudiler gibidir!" demişlerdir. Sebeb-i nüzulle ilgili rivayetler de bu görüşü doğrular niteliktedir, bakınız: Rühu'l-Furkan: 7/420-449 Mâide/82
Sayfa 120 - AhıskaKitabı okuyacak
206 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.