Benimle yürümek ister misin Söğüt John
Fazla uzağa değil;
Bir ya da iki yıl, zamanının sonunda.
...
Benimle konuşmak ister misin Söğüt John?
Fazla uzun değil;
Dünyada ki uzunluğunla ölçülmüş bir an.
...
Gitmeni ertele Söğüt John. Yalnızca benim için.
Söğüt John'a, biraz daha kalmayı düşünüp düşünmediğini sordum. Belki önümüzdeki yıl, daha sıcak olunca giderdi. Ona dedim ki ceviz ürünü bu kış iyi olacaktı. Ona dedim ki geyiğin şişman olacağını hemencecik görebilirdi.
Unutamadığınız bir kitap cümlesi var mı?
Yıllar önce okumuştum Bin Muhteşem Güneş'i. Ama daha yıllar geçse hafızamdan silinmez şu cümle. Bana göre evrenseldir:
Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma Meryem.
İnsanın etinde, sesinde, gözbebeklerinde yaşantıya dönüşmemiş ya da boylu boyunca acıya dönüşmüş bir babanın o derin, kırıcı, o gücenik boşluğunu hangi sıcak söz bir iyiliğe, bir yaşama sevincine dönüştürebilir ki...
-İnsanın Acısını İnsan Alır 🍂
Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun?
-Yeşil Yol