"İyi etki diye bir şey yoktur, Bay Gray. Bütün etkiler ahlak dışıdır... bilimsel açıdan ahlak dışı."
"Niçin?"
"Çünkü birini etki altında bırakmak ona kendi ruhunu aşılamaktır. O artık kendi doğuştan düşünceleriyle düşünmez, ya da kendi doğuştan tutkularıyla yanmaz olur. Erdemleri kendine özgü değildir. Günahları - günah diye bir şey varsa- ödünç alınmadır. Başkasının türküsünün yankısı olur, kendisi için yazılmamış bir oyunun oyuncusu olur. Yaşamanın amacı kendiliğinden gelişmedir; herkesin kendi yaratılışını gerçekleştirmektir. Biz bu dünyaya bunun için gelmişizdir. Bugün insanlar kendilerinden korkuyorlar. En büyük ödevlerini -insanın kendine karşı olan ödevini- unutmuşlar. Acınacak durumdalar, elbette. Evet, açı doyuruyorlar, yoksulu giydiriyorlar ama kendi ruhları açlıktan ölüyor, çırılçıplak kalıyor. Biz insanlarda yüreklilik diye bir şey kalmadı. Belki hiçbir zaman da yoktu ya. Toplum korkusu -ki ahlakın temelidir- bir de "Tanrı korkusu- bu da dinin gizemi: -bizi yöneten işte bu ikisi. Oysa..."