“Ben çocukken büyükler konuşmalarına ‘Bizim zamanımızda…’ diye başlarlardı:’Gaz lambasında ders çalışırdık.’ Bu kitapta ben de, ‘Bizim zamanımızda…’ diye söze başlıyorum.’ Cep telefonu yoktu, şehirlerarasına telefon bağlatırdık.’(…) Kağıdı oldum olası seven biri olarak gelecekte söze şöyle başlanmamasını dilerim:’Bizim zamanımızda kitap diye bir şey vardı, kağıttan yapılıyordu.Düşünebiliyor musunuz?’” diye çarpıcı şekilde soruyor önsözünde Ayfer Tunç! Ve başlıyor bu şekilde zamanda yolculuk… 70’ler 80’ler ve hatta 90’lar!Alıp götürüyordu bizi sıcacık anlatımıyla o yıllara… Bazı satırlarla sokaklarında dolaşıyor, o dönemin oyunlarını hatırlıyor, kimi satırlarla sıcacık evlere girip ilişkilere alışkanlıklara tanıklık ediyor, kimi satırlarla da gelenekler adetler hayata dair ne varsa bir bir öğreniyor/hatırlıyorduk… Ne kadar çok şeyin değiştiğini fark ediyorduk…Ama hep bir tebessümle okuyorduk tüm satırları