Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şule

Basit biri olmak, hissettiğini rahatça söylemek, kendisine hükmeden, bir aynada kendi yüzünü ve sözcüklerini sürekli gösteren korkunç özbilinçten sıyrılmak öteki yeteneklerin hepsine bedeldi, çünkü insanı mutlu ederdi. Mutluluk, mutluluk, neydi bu mutluluk? O hiçbir zaman mutlu değildi. Hayatın küçük zaatlarını, aldatmacalarını ve hatalarını açıkça görüyordu ve gördüğü için de onları fark etmenin dürüstlük olduğunu düşünüyordu.
Sayfa 339 - John Hirst (Bu karakteri anlayıp ona yakın hissettiğim nadir anlardan biri.)Kitabı okudu
Reklam
"Senin yüzünde en hoşlandığım şey, aklından neler geçirdiğini merak ettirmesi."
Sayfa 324 - Terence Hewet, Rachel ile konuşuyor.Kitabı okudu
Ama o sırada Rachel dünyada olup bitenlerin büyük çoğunluğunun, kendi yazgısına tek bir iplikle bile bağlı olmadan sürüp gittiğini anlayacak durumda değildi.
Sayfa 315Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu insanlardan herhangi birinin kendisinin hissettiklerini hissetmiş olması, ya da hissedebilecek olması ya da bir an için bile hissedebilecekmiş gibi yapma hakkına sahip olması, kilisedeki ayin kadar, hastane hemşiresinin yüzü kadar itici geliyordu Rachel'a; eğer bir şey hissetmiyorlarsa neden hissediyormuş gibi yapıyorlardı?
Sayfa 320Kitabı okudu
"Şimdi senin oturduğun yerde oturmuş bunu düşünüyordum; acaba yine düşünebilir miyim? Acaba dünya değişti mi? Değiştiyse ne zaman vazgeçecek değişmekten ve gerçek dünya hangisi?"
Sayfa 312 - -Rachel VinraceKitabı okudu
Reklam
Rachel hiçbir şey söylemedi, Beethoven'ın son dönem sonatlarından birinin dimdik sarmalının yıkarılarına tırmanıyordu, yıkık dökük bir merdivenden çıkan biri gibiydi, ilk başta enerjik, sonra adımlarını daha da zahmetle atarak, ta ki sonunda artık tırmanamayana ve merdivenin dibinde tekrar başlamak için koşarak geri dönene kadar.
Sayfa 313Kitabı okudu
Artık mahcup olmuyorlardı, ya da kendini ifade edemeyen anlamların içinde boğulur gibi değillerdi; birbirlerinden korkmuyorlardı, ya da kıvrıla kıvrıla akan bir nehirdeki yolcular gibi dönemecin öbür tarafında ansızın karşılarına çıkan güzelliklerden başları dönmüyordu; beklenmeye şey oldu, ama sıradan olan bile sevimliydi, coşkulu ve gizemli olana pek çok bakımdan yeğlenirdi de, çünkü ferahlatıcı bir bütünlüğü vardı, çaba gerektiriyordu ve bu koşullar altında buna çaba değil zevk denirdi.
Sayfa 312Kitabı okudu
İçinde yanan, başkalarına ulaşmaya çalışan ve hep reddedilen küçük hayat kıvılcımı Evelyn'e acı çektiriyordu.
Sayfa 273Kitabı okudu
İnsanların ne hissettiğini de asla bilemiyoruz. Hepimiz karanlıktayız. Bulmaya çalışıyoruz, ama bir insanın bir başkası hakkındaki fikrinden daha anlamsız bir şey olabilir mi? Bildiğimizi sanırız ama aslında bilmeyiz.
Sayfa 238 - Terence HewetKitabı okudu
"Sanatçıların yanındayken insanın kendi küçük dünyasına, resimlerle ve müzikle ve güzel şeylerle kapanmasının vereceği zevki derinden hissediyorum, sonra sokağa çıkıyorum, karşıma ilk çıkan yoksul, aç, yüzü kirli çocuğu görünce dönüp 'Hayır, kendimi kapatamam - kendi dünyamda yaşayamam.' demek geliyor içimden. 'Böyle bir şey ortadan kalkana kadar bütün resimleri ve yazıları ve müziği durdurmak isterdim.' Hissetmiyor musunuz," diye bitirdi sözlerini, "hayat sürekli bir uyuşmazlıktır.
Sayfa 44 - Mrs. Dalloway konuşuyorKitabı okudu
Reklam
Görünüşe göre kimse aklındakini söylemiyordu ya da duygularından söz etmiyordu, ancak müzik bunun için vardı.
Bir şeyi kuvvetle hissetmek, yine kuvvetle ama belki de daha farklı hisseden başkalarıyla kendi aramızda bir uçurum yaratmak demekti.
"Ne kadar seviyorum diye hiç düşünmemiştim," demişti Miss Lucy Vinrace. "İnsan birisini severse 'ne kadar' diye düşünmez."
Peki ama bu sarsılma hali niye kayboldu, bizler niçin sarsılmıyoruz artık? ... Değerli ve nitelikli bir yaşamın önkoşulu olarak tarih boyunca varlığını sürdüren bu sarsıntıyla aramızda yalnızca yüz yıllık bir dönem var, fakat biz artık bu şekilde etkilenemiyoruz. Aslında çok yakınımızda ama artık dışlanmış. Geçmiş bitmiş.
Yapmaya muktedir olmadığımız şeyleri şiddetle arzuluyor ama bu muktedir olamama halimizle yüzleşemiyoruz. Yüzleşemiyoruz çünkü bunu yapmak bilinci ve bilinçle birlikte insanlık onurunu boğacak.
95 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.