oğuz
@bogomil
HBV'nin Anadolu'ya yaptığı üretimden yola çıkarak diyebilirim ki Bektaşilik bir Alevilik Rönesansı'dır.
Aşık Mahzuni Şerif
1991
13 okur puanı
Mart 2024 tarihinde katıldı
dem vuruyor haklı ama Gölpınarlı'nın hatırını saymalı
..O yine de saygı duyduğum bir kişiydi. Çünkü yazdıklarından faydalandım..
"Mustafa ile Kemal"
Kendisine "Hû" da denilen Torlak Kemal ise, tam o sıralarda, Manisa'dan üçbin adamıyla birlikte bu ölümcül kavgayı arka çıkarak harkete geçmişti. Filipoviç'in tahminine göre; belki de Mustafa ile Kemal, Şeyh Bedrettin'in talimatı üzerine bu şekilde anlaşmışlar ve faaliyet alanlarını bir az da olsun genişletmişlerdi... Koca Hüseyin, tam yedibin kişinin bu Allahsız rafızînin peşinde yürüdüğünü söyleyerek, Börklüce Mustafa'yı bir nevî suçlamak istiyor. Hatta Mustafa'dan sonra Kemal'in peşine başka dinde olanlar da takılmış. Koca Hüseyin aynen böyle diyor.
1416 Börklüce Mustafa
Çeşme yarımadasında bulunup da yaşayan Müslümanlar ve Hıristiyanlar onun potansiyel olarak müttefikiydi. Çünkü bütün bu kesim, Türk komşularıyla aynı ekonomik sıkıntılar içinde idi.
..
Börklüce'nin vaaz ettiği tüketimi frenleme ve ortak bir ekonomiye yönelmeye Hıristiyanların kulak kabartmalarını çok doğal bir şekilde karşılamak gerekir. Bu Baba Resul'ün tasarladığı şeyin ise Bayramîye dervişlerinin uygulama alanına koyarak gerçekleştirdikleri "Köy Tarım Toplulukları" olması çok muhtemeldir. Çünkü, Bedrettin'le Azerbaycan'da karşılaşan Şeyh Hamit, yoksul köylüleri bir araya getirerek, bir çeşit üretime yönelik topluluklar meydana getirmiş ve onların sıkıntılarını bir hayli gidermişti.
Okur Takip Önerileri
Bir tür arkadaşlık ve anlayış içerisinde –sanki daha tercih edilebilir başka bir evrene girebiliyorlarmış gibi bu dünyayı küçümseyerek– somurtuk suratlarla bir araya toplanıyorlardı.
Sahil Yolu
..değişim, 1846 Innsmouth salgınıyla aynı anda gelmiş ve basit insanlar bunun gizli kötülük güçleriyle karanlık bir bağlantısı olduğunu düşünmüşlerdi. Aslında bunun nedeni, sahile yakın ağaçlık alanların bilinçsizce kesilmesiydi; bu, toprağı en iyi koruyucusundan yoksun bırakarak rüzgarla savrulan kum dalgalarına yolu açmıştı.
diğer müesseseler
Köy Enstitüleri'nden çıktıktan sonra köylere gidip gerçekten büyük çapta bir savaşa girecek olan gençleri destekleyebilmeleri için, onların dışında kalanların da onlar gibi yetişmiş olmaları gerekir.
(1948) 17 Nisan Köy Enstitüleri BayramıKitabı okuyor
Şu anda okuyor
%52 (101/194)
makine gürültüsü, şarkıların susması, elektrik ışık
..aynı bir şamdanın etrafında yapılan ve tasarrufu temin eden gece toplantılarını hikmeti vücudunu bırakmadı, bu suretle oralarda söylenen şarkıları da ortadan kaldırdı.
1937 Paris Estetik KongresiKitabı okuyor
Bayan Tilton'un dediğine göre adı "Bâtıni Dagon Tarikatı"ydı
Sanki başka bir gezegende imal edilmişti.
Bir kitabı okumaya başladı
Kaygusuz Abdal’ın Mısır Gezileri ve Kıyı Olayları -Eğitimi
İsmail Kaygusuz
1359’larda Abdal Musa Sultan ömrünün son yıllarını yaşıyordu. Henüz 18-19 yaşlarındaki ve yola kabul edilmiş Kaygusuz Abdal’ın akıl, inanç ve bilgi gücünü çok iyi anlamıştır. Ona en gözde abdalı-dervişi olarak bakıyordu. Belli ki Kaygusuz’u, kendi yerine baş ardıl (halife) yetiştirmek istiyordu. Bunun için genç Kaygusuz’un zamanın tüm
Beng İle Seyretmeğe
Beng ile seyretmeğe ah bize bir bağ olsa
Issı soğuk olmasa havası hub sağ olsa
Pireden incinmesek kar ü yağmur olmasa
Sinek hey vızlamasa ana hem yasağ olsa
Dobruca ovasından büyük yağlı çörekler
Akkirman'ın yağından benzimiz hey ağ olsa
Cümle cihan koyunun semiz yahni etseler
Biz yemeğe başlasak engeller irağ olsa
Gaziler helvasından cihan dopdolu olsa
Zülbiye halkaları sütü dahi çoğ olsa
Kanda bir gül varisa badem paluze olub
Bir yanından diş ursak çevresi yağ bal olsa
Düpdüz bu yaş ovalar her biri boş durmasa
Sulu şeftalisi çoğ bin üzümlü bağ olsa
Kaygusuz Abdal otur kimin ye kimin götür
Sufiye koz kalmadı abdala kaymağ olsa
Kaygusuz Abdal
Kaygusuz Abdal