Hikayesine gelince .. Hekimoğlu yiğit mert ufak tefek delikanlı, bulunduğu yerde hakim olan bir Gürcü beyinin kızına tutulmuş. Kızıyla görüşmesini istemeyen Gürcü beyi ise Hekimoğlu’na düşman olmuştur. Gürcü beyi haber gönderip teke tek hesaplaşmak istediğini söyletir. Bunun üzerine aynalı martinini alan yiğit delikanlı geldiğinde ise Gürcü beyin adamları tarafından çevresi sarılarak ateş altına alınır. Çemberi yararak yaralı kaçar ve Bolu tarafındaki annesinin yanına döner. İyileşir iyileşmez iki akrabasını yanına alır ve artık dağlara çıkma kararı almıştır. Tekrar Ordu taraflarına dönerek zengin Gürcülerden aldığı malları fakir halka dağıtmış, bu sayede ise halk onun mertliğine karşı büyük bir sevgi göstermiş.
Artık olay Gürcü – Türk çatışmasına dönmüştür. Gürcü beyi ise jandarmaya şikayet ederek devamlı yakalanmasını sağlamaya çalışsa da onu çok seven yöre halkı kaçmasına hep yardımcı olmuş. Bir gün Hekimoğlu iki akrabasının ölüm haberini alır ve Gürcü beyine bunun hesabını sormak için beyin yaşadığı yer olan Çiftlice köyüne gider ve muhtara varır. Muhtar Hekimoğlu’ndan gözükse de aslında Gürcü beyinin adamıdır. Hainlik yapan muhtar ise Bey’e haber salarak Jandarmaya haber verdirir. Çıkan yoğun çatışmada ise öldürülür. Adına yakılan türküdeki sözler ise yaşadıklarını bire bir anlatmaktadır. Hikayesinin ne kadar acı ve yaşanmış olduğunu anlayabiliyorsunuz.