Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
‘Hekimoğlu’ Türküsünün Acı Dolu Öyküsü
Hikayesine gelince .. Hekimoğlu yiğit mert ufak tefek delikanlı, bulunduğu yerde hakim olan bir Gürcü beyinin kızına tutulmuş. Kızıyla görüşmesini istemeyen Gürcü beyi ise Hekimoğlu’na düşman olmuştur. Gürcü beyi haber gönderip teke tek hesaplaşmak istediğini söyletir. Bunun üzerine aynalı martinini alan yiğit delikanlı geldiğinde ise Gürcü beyin adamları tarafından çevresi sarılarak ateş altına alınır. Çemberi yararak yaralı kaçar ve Bolu tarafındaki annesinin yanına döner. İyileşir iyileşmez iki akrabasını yanına alır ve artık dağlara çıkma kararı almıştır. Tekrar Ordu taraflarına dönerek zengin Gürcülerden aldığı malları fakir halka dağıtmış, bu sayede ise halk onun mertliğine karşı büyük bir sevgi göstermiş. Artık olay Gürcü – Türk çatışmasına dönmüştür. Gürcü beyi ise jandarmaya şikayet ederek devamlı yakalanmasını sağlamaya çalışsa da onu çok seven yöre halkı kaçmasına hep yardımcı olmuş. Bir gün Hekimoğlu iki akrabasının ölüm haberini alır ve Gürcü beyine bunun hesabını sormak için beyin yaşadığı yer olan Çiftlice köyüne gider ve muhtara varır. Muhtar Hekimoğlu’ndan gözükse de aslında Gürcü beyinin adamıdır. Hainlik yapan muhtar ise Bey’e haber salarak Jandarmaya haber verdirir. Çıkan yoğun çatışmada ise öldürülür. Adına yakılan türküdeki sözler ise yaşadıklarını bire bir anlatmaktadır. Hikayesinin ne kadar acı ve yaşanmış olduğunu anlayabiliyorsunuz.
Her Bolu beyine karşılık bir Köroğlu mutlaka vardır. Ben Ayvaz
Reklam
Köroğlu
Üç Anadolu Efsanesi
Üç Anadolu Efsanesi
' ni (
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
) okumaya hazırlanıyorum da !!! Benden selam olsun bolu Beyine Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır Ok gıcırtısından gürzün sesinden Dağlar seda verip seslenmelidir. Düşman geldi tabur tabur dizildi Alnımıza kara yazı yazıldı Tüfek icad oldu mertlik bozuldu Eğri kılıç kında paslanmalıdır. Köroğlu düşer mi yine şanından Ayırır çoğunu er meydanından Kır at köpüğünden düşman kanından Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır
Biz Kimiz ?
Peki, kimiz biz? Kürt’üz-Türk’üz, kadınız-erkeğiz, Aleviyiz-Sünniyiz ama önce insanız. Birbirimize yoktur üstünlüğümüz. Sadece zulme karşıdır öfkemiz. Serez’in esnaf çarşısında Şeyh Bedrettin’dir adımız. Pir Sultan’dır bir yanımız. İşkence tezgahlarında, Hallac-ı Mansur olduk. İbrahim’dik. Mazlum’duk biz. Dar ağacına yürürken başımız dikti. Deniz’dik. Hüseyin’dik. Yusuf’tuk. Sait’ti adımız, Dağkapı meydanında. Dersim'de Rıza olduk. Bolu Beyi’ne boyun eğseydik, Köroğlu’na çıkmazdı adımız. Mahir olmazdık, cesaret timsali. Kuyuda Yusuf’tuk, Kerbela’da Hüseyin. Sürgünde Ahmet Kaya, zindanda Yılmaz Güney’di namımız. Unutmayın ki; Ekilir ekin geliriz, Ezilir un geliriz, Bir gider bin geliriz, Bizi vurmak kurtuluş mu?
"Atı Alan Üsküdar'ı Geçti." deyimi ve hikayesi
Bolu Bey’ine başkaldıran, çoğunlukla ünlü halk şairi ile karıştırılan eşkıya Köroğlu, bir gün atını çaldırmış. Köroğlu, değerli ve akıllı bir hayvan olan atını aramak için diyar diyar dolaştıktan sonra İstanbul’da satılık hayvanlar arasında kendi atını bulmuş. Onu tanımayan satıcıya müşteri gibi görünmüş. Önce şöyle bir binip deneyeceğini, sonra satın alacağını söyleyerek ata atlamış, hayvan da sahibini tanıdığından, atı mahmuzlamasıyla şimşek gibi fırlayıp kaybolmuş. Kıyıya varınca da sala fazla para verip Üsküdar’a çektirmiş. Öfkesinden küplere binip izlemeye yeltenen at cambazına, kalabalıktan biri seslenmiş: “Beyhude çabalama atı alan Üsküdar’ı geçti. O adam Köroğlu’nun kendisi idi.” Bu atasözü daha sonradan olan oldu anlamında kullanılmaya başlamış.
38 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.