Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
görsel hafıza bazen cezadır. hisler bazen uçurur bazen yere yapıştırır. kalemler bazen yazar bazen yazmaz. silgi her zaman olmaz olsa da kimi zaman işe yaramaz. ışıklar açılır, kapanır. kapılar kilitli, ses geçirmez. şarkılar biter, başa sarılır. yeni şarkılar tehlikeli gelir. ses duyulmaz ama yankılanır. gözler yere dikilir, kalpler açık kalır. 'sana. nefes verilir, geri alamazsın. duvarlar boyanır, sen siyah kalırsın. ağaçlar yapraklarını döker, sen saçlarını... senin gözyaşların, bulutların çığlığı. rüzgâr eser, sen üşürsün. rüzgâr değildir üşüten, sen fark etmezsin. doğrular yanlışları götürür, sen inadına yanlış şıkkı işaretlersin. boş vermek zor gelir ama bazen boş vermelisin. hatırlamak ölüm gibi gelir, nefesinin zaten kesildiğini sonradan fark edersin. güneş ısıtır, güneş yakar. yakan yalnızca güneş değil alevleri de hatırla. alevler çok gelir, soyutla kendini onlardan. ama bekle, sen aslında onun yanı başındasın. kibriti söndür, elin yandı. yakma sönecek zaten, duman olur her yanın... unuttun mu? çok rüzgârlı buralar... çok soğuk, çok acımasızca. güneşi gizler bulutlar. kalemler yok artık. yaprakları süpürdü amcalar. anahtarlar kayıp ve perdeler kapalı. sabah olmadı. sessizlik yeni değil. hep vardı... balık, uçmaya çalıştı.'
Filmler - Kavramlar *
_Voltaire, karanlık öğretilerin karanlık prensi, sapkın. Gözlerinizi iyi açın. Dindar insanların ruhlarını zehirlemek için şeytani fikirler yayan birisi o. Bu korkunç resimler dünyanın gerçeklerini bize gösteriyor. Tavandan bize tebessüm eden melekler model olarak çizilmiş fahişelerdir. Tabloları yakınca şeytani şeyler yok olmayacak. Fransız
Reklam
Dostoyevski'ye mektup
‘'Ne kadar çok anladıysam, o kadar derinlere battım, sıkıştım kaldım.’’ Sevgili Dostoyevski, Hala aynı yerdeyim, bıraktığın, ezdiğin, ezilmeme izin verdiğin, hapsettiğin yerde; içinde bir yerlerde. Unutmuş olabilirsin diye hatırlatmak istedim sadece. Ki öyle de zaten. Unuttun beni. Unutmuş olmasan kırk yıldan fazladır devam eden
Yannis Ritsos / Kararmış Çömlek
Çok uzaktı geldiğimiz yol. Kardeşim, çok uzak. Ağırdı, çok ağırdı bileklerde kelepçeler. Akşamları sallayıp başını "vakit geçti" deyince küçük lamba dünyanın tarihini okuyorduk belirsiz isimlerde mapusane duvarlarına tırnakla kazınmış tarihlerde ölümü beklemiş insanların çocuksu çizgilerinde - bir yürek, bir yay, zamanı gerçekten yaran
ağlayan ev
Evde kimsenin olmadığını bildiğim halde kapıyı çaldım. Apartman aralarında dolaşan köpek ulumalarını da saymazsak, derin bir sessizlik hâkimdi… Günler öncesine ait gölgen duvarlara sinmiş, nefesinin buğusu hala havadan silinmemişti. Kapının önünde bekliyordum. Kapı koluna binlerce kere değmişti ellerin; belki de, o soğuk pirinç kapı koluna
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.