Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

AYDIN P.

AYDIN P.
@bozkurt88
Sıkı Okur
Her nasip vaktinin esiridir... Kitapsever , doğasever kendi halinde kitapların içinde yaşayan.
Geri Gelen Mektup
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi alevden; Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...
Sayfa 76 - Ötüken neşriyat,Hüseyin Nihal AtsızKitabı okudu
Reklam
Baghra ne demişti? Merzost için gereken fedakârlığı kaldıramayabilirsin.
Malyen yayına bir ok taktı, gerip bıraktı. Oku bulutsuz ve boş gökyüzüne gönderdiğini sandık fakat bir saniye sonra uzaktan bir karga sesi duyduk ve yaklaşık bir buçuk kilometre önümüzde bir silüet yere düştü. Yayını omuzladı. "Hepimiz ölürüz," dedi avını almak için koşmaya başlar ken. "Ama herkes bir amaç uğruna ölmez." "Felsefe mi yapıyoruz?" diye sordu Harshaw. "Yoksa bir şarkı sözü müydü o?"
Sayfa 329 - malyen,harshaw,alinaKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Sen sadece içinde bulunduğun anda yaşıyorsun. Bense gelecekte de yaşıyorum."
Sayfa 305 - martı yayınevi, apparat, alina starkov, karanlıklar efendisiKitabı okudu
Belki de aşk bir batıl inançtı, yalnızlık gerçeğini kendimizden uzak tutmak için ettiğimiz bir dua. En nihayetinde belki de aşk inanılmaz parlak ve asla ulaşamayacağınız bir şeye özlem duymaktı.
Sayfa 247 - martı yayınevi,Alina starkovKitabı okudu
Reklam
çok uzun sürmez bence...
"Otkazat'syaları neden bu kadar hor görüyorsun?” "Hor görmüyorum. Onları anlıyorum." "Hepsi aptal ve zayıf değil." "Ne yapacaklarını kestirebiliyorsun, mesele bu," dedi. "İnsanlar seni bir süre seveceklerdir ama cadı olan karısı genç kalırken çok sevdikleri kralları yaşlanıp ölünce ne düşünecekler? Yaptığın fedakârlıkları hatırlayanlar toprak olup gittiğinde onların çocuklarının veya torunlarının sana saldırmaya başlaması sence ne kadar sürecek?"
Sayfa 213 - Karanlıklar Efendisi,Alina StarkovKitabı okudu
kesinlikle öyle olur her zaman...
"Bizde bu şans varken kesin gece yarısı ayinine hazırlık yapan birilerine rastlarız"
Sayfa 109 - martı yayınevi,Zoya,Alina Starkov,Kitabı okudu
Bizim gibi olan başka kimse yok, Alina. Hiçbir zamanda olmayacak...
Sayfa 96 - martı yayınevi, apparat, alina starkovKitabı okudu
İstemenin, bizi güçsüzleştirmek gibi olumsuz bir tarafı var...
Sayfa 83 - martı yayınevi,alina starkovKitabı okudu
"Aptallar savaştıktan sonra, tarlalar ve kasabalar sıçanlara kalır." Ayrıca cesetlerden de güzel bir ziyafet çekerler diye düşündüm ürpererek.
martı yayınevi, apparat, alina starkovKitabı okudu
Reklam
İdam mahkumu! Tamam, neden olmasın? İnsanların, içinde işe yarayan tek şeyin şu cümle olduğu bir kitap okuduğumu hatırlıyorum, insanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkumdurlar. O halde durumumda nasıl bir değişiklik oldu ki? Hakkımda verilen karar açıklandığından beri, uzun bir hayata hazırlanan kaç kişi öldü! Genç, özgür ve sağlıklı iken, kafamın Grève Meydanı'na düşeceği günü göreceklerini sanan kaç kişi benden önce öldü! Şu an açık havada özgürce nefes alıp veren, keyiflerince dolaşan kaç kişi benden önce ölecek!
Sayfa 7 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Büyük bir fırtınanın koptuğu bir akşam, El Mustafa ve müritleri, dokuz adam, içeri girip bir ateşin çevresinde dingin ve sessiz, oturdular. Derken, müritlerden biri "Yalnızım Üstat," dedi, "saatlerin nalları göğsümü ezip duruyor." El Mustafa ayağa kalktı ve ortalarında durdu; şiddetli bir rüzgârın sesine benzeyen bir sesle konuştu: "Yalnız! Ne var ki bunda? Yalnız geldin ve yalnız kaybolacaksın sis içinde.
iş Bankası kültür yayınları, el mustafaKitabı okudu
El Mustafa kadına bakarak şöyle dedi: "Bütün insanlara bilge demedikçe bana bilge demeyin... Ben sadece ham bir meyveyim hâlâ dalına tutunan; dün de bir çiçekten başka bir şey değildim. Aranızdan kimseye de meczup olarak davranmayın, çünkü gerçekte bizler ne meczup ne de bilgeyiz. Hayat ağacının yeşil yapraklarıyız biz ve hayatın kendisi de bilgeliğin, özellikle de meczupluğun ötesindedir.
Sayfa 16 - iş Bankası kültür yayınları, el mustafaKitabı okudu
Hafız adındaki müridi ona şöyle dedi: "Bize Orphalese kentinden ve n on iki yılını geçirdiğin o ülkeden söz et." El Mustafa sessiz kaldı, bakışlarını tepelere ve uç z bucaksız esîre çevirdi. Sessizliğinde bir savaş vardı. Sonra konuştu: "Dostlarım ve yoldaşlarım, dini kurumuş olduğu halde inançlara boğulmuş olan millete yazık! Yazık o millete ki, dokumadığı şeyi giyer, ekip biçemediğini yer, hasat etmediği tohumun ekmeğiyle beslenir, kendi cenderesinden çekmediği bir şaraptan içer. Yazık o millete ki, zorbayı bir kahraman gibi alkışlar ve gösterişli fatihi hayırsever sanır. Yazık o millete ki, rüyasında küçümsediği tutkuya uyanıkken boyun eğer. Yazık o millete ki, sesini sadece cenaze törenlerinde yükseltir, sadece yıkıntılar arasında kibirlenir ve sadece boynu kılıçla kütük arasındayken başkaldırır. Yazık o millete ki, Devlet adamı bir tilki, filozofu bir hokkabaz, sanatı yamama ve taklit sanatıdır. Yazık o millete ki, yeni hükümdarını borazan sesleriyle karşılar ve bir sonraki hükümdarınıda borazanlarla karşılamak için, onu yuhalayarak uğurlar. Güçlü adamları henüz beşikteyken, bilgeleri yıllarca susturulan o millete yazık! Ve her parçası kendini bir millet sanan, o bölünmüş millete yazık!"
Sayfa 10 - iş Bankası kültür yayınları, el mustafaKitabı okudu
Çoğu zaman, biz Hayatı acılı adlarla nitelendiririz, ama yalnızca biz kendimiz acılı ve karamsar olduğumuzda yaparız bunu. Boş ve yararsız gelir bize Hayat, ama yalnızca ruhumuz yıkıntılar arasında başıboş dolaşıp durduğunda ve kalbimiz benliğimize karşı aşırı bir ilgiden sarhoş olduğunda. Hayat derindir, yücedir ve uzaktır. Sizin engin görüşünüz sadece onun ayaklarına ulaşabilsede, yine de yakındır o. Sizin soluğunuzun esintisi sadece onun yüreğine ulaşabilsede, yine de sizin gölgenizin karaltısı düşer onun yüzüne ve sizin en zayıf çığlığınızın yankısı onun göğsünde bir ilkbahara ve bir sonbahara dönüşür.
Sayfa 5 - iş Bankası, el mustafaKitabı okudu
33 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.