Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Çuval Geçirme" olayı biliniyor muydu?
Vatan Gazetesi'nden Can Ataklı, Erbakan'a en yakın isimlerden olan Ahmet Akgül'ün kitabında yer alan Çuval Olayı ile ilgili ilginç açıklamalarda bulunuyordu: "Piyasada satılan bir kitapta diyor ki 'Erdoğan ve Gül, tezkerenin geçmesinde kendilerine destek olmayan Silahlı Kuvvetler'i cezalandırmak için Amerika'dan
Sahip olmak ya da olmak 3
Sahip olmak" şeylere, nesnelere ilişkindir ve bunları görüp, tutmak ve de tanımlamak kolaydır. "Olmak" ise, yaşantılara ve bazı içsel süreçlere dayandığı için, dile gelmesi, tanımlanması- zor ve hatta imkânsızdır. Kişilik dediğimiz, dışa vuran yanları- mızı, yani taşıdığımız maskeleri tanımlamak mümkündür. Çün- kü bu, dışlaşmış bir
Reklam
İyi Okumalar dilerim
Selamün aleyküm değerli okurlar Wattpad e yazdığım kitabı sizler de okuyun diye buraya yazdım kitap değil bu hayatınıza bir nebze de olsa dokunmak için böyle bir kitap yazdım okuyup değerli yorumlarınızı bekliyorum değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ediyorum ☺️ BİR ENGELLİNİN EVLİLİK HAYATI Her sağlıklı birey gibi engelli
Bazıları kötülükten, dertten, felaketten beslenir. Bunun sanılanın aksine kıskançlıkla pek ilgisi yoktur; kendinden daha zorda birilerini görmek ferahlatır bu insanları. Ne yazık, hayatın tadını alabilecek hasletleri yok. Refik Halid Karay, "İnsanlar yalnız kendi saadetlerini iyice duymak için başkalarının felaketlerini arar," derken tam
Sen gittin ve herkes ölmeye başladı Zaten kim tam anlamıyla sağ kaldığını iddia edebilir ki Bu kadar meftanın ardından kim biraz zombileşmek istemez Sen gittin ve herkes ölmeye başladı Şimdi dilediğim sayfadan başlayacağım bir kitap öner bana Başsız sonsuz ve ortasız bir hikâye Öner Ne çok utandık mazideki yaralardan Her adımda ele geçirilme korkusundan Sen gittin ve herkes ölmeye başladı Elinden bir şey gelmeme acısını Bir arabanın farlarına kilitlenip kalmış sincaplar bilir Suyun dibine ağır ağır çöken taşlar bilir Matkapla göğüsünün ortasına açılmış bir pencere düşün Perdeyi aralayıp kendi yarandan bakıyorsun Dünyaya Eskisi gibi acımıyor ve de asıl bu acıtıyor Sen gittin ve herkes ölmeye başladı Birleşince kısa devre yapan parmak uçlarımız öldü önce Sonra yeşil öldü benim için sonra kahverengi Sonra ilk öpüştüğümüz yeri kalbinden bıçakladılar On iki yıl geçti susmak ne kısaymış Sen böyle ne güzel sonsuza kadar susalım diyorsun Sonsuzluk bir gün herkesle konuşur sevgilim bunuda biliyorsun Sen gittin ve herkes ölmeye başladı (Emrah serbes)
FELÂKET GETİREN ZENGİNLİK!
Medine Müslümanlarından Sâlebe`nin mala, mülke karşı aşırı derece hırsı vardı. Zengin olmak istiyordu, hem de mutlaka zengin olmak! Hattâ benliğini saran bu şiddetli zengin olma arzusu, nihayet onu Resûlüllah`dan dua istemeye kadar sevketti. Bir gün huzur-ı Peygamberî`ye çıkarak: - Yâ Resûlâllah, Allah`a dua et de zengin olayım, dedi. Allah`ın
Reklam
Bazen olur ya, bir yerlerde bir acı hissederiz. Sebepsiz. Tuhaf bir huzursuzluk. Anlat deseler anlatılmaz, öyleyse evham ettiğimiz söylenir, her şey yolundadır güya. Ölümcül Kimlikler'de şöyle diyor Maalouf: "Yaraların hissedilmesi için, tanımlanmaya ihtiyacı yoktur." Bazı yaralar böyle sevgili okur. Tanımlamaya, anlam yüklemeye
Şükreden ve sabredenler çardağı;
"Şüphesiz Allah seni sana benzeyene saklıyor." ayetinde söylendiği üzere Allah Hz.Hifa' yı ona benzeyene saklamıştı. Onun gibi Allah aşkıyla tutuşmuş bir kalple birleşecekti... Birgün peygamber efendimizin yanına gelip ' Ey Allah'ın Resulü beni cennete götürecek bir amel söyleyin.' diye ricada bulundu. Peygamber
"şehir de sorulmakmış meğer kendinden"
ankarayı kendime sordum. ankara bana kendimi sordu. eskitilmiş günlerde küflendik sanki birlikte. gökyüzü kilitlenmiş bir yeryüzünde yaşadım ben. saçlarım hep gitti benden. istanbul bana kendimi sordu. ben istanbulu kendime sormadım. o bana sordu. o beni dinledi. ben onu içimde tartamadım. yaşadıkça birbirimizi ben bir yerler eğildim, dağıldım, serpildim. saçlarımı sevdim. tamam. bazen. evet. oldu bazenlikler. ama sevdim. iki gün önce aradı. ankaradan. hiç kopmuyor bağımız. -başka bir evrende dedik. olurdu bizden. o evren bu evren değil.- ona da dedim. pişman değilim hiçbirinden. iyi ki yaşandı. iyi ki şimdi oldum ben. sürekli bekleyen bir trenim var gibi. ondan ağır geliyor belki yolculuk. seni arama düşüncesi bile bana iyi geldi, iyileştim dedi. ben o an nefes nefeseydim. yetişecek yerim yoktu. ağaçlı yolumda ortaköye yürüyordum. bu anı hatırlamak istiyorum. sakin ses tonunu. konuşmalarımız bana ankarayı hatırlatıyor. ankara yanıma gelip oturuyor. istanbulda koştururken onu hissediyorum. kucaklamak istiyorum. iteliyorum. kayıp bir baba resmini ayraç olarak kullanıyorum. seni çok seviyorum demek istiyorum kalbimde izi olan herkese. bir avuç insanım. benim insanlarım. yüreğimde örtünüyorlar. itelediklerimi kucaklıyorlar bazen. bilmeseler bile. yine de geceleri sevgilerin provası oynanıyor rüyamda. kopamıyorum ankaradan. içimi kemiren odalarda uyanıyorum gündüzleri ordan oraya giderken. en zayıflığımın üzerinden gidiyorum. kendimi ordan tamir ediyorum. acıta acıta. annem beni tutsa. geçmiyor. kendimi tutmaya çabalıyorum. turuncu bir battaniye altında beni saran herkesi unutup kendime sarılmaya çalışıyorum. istanbulu giyinip ankarayı soyunuyorum.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.