Davet
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan Bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak Ve ipek bir halıya benzeyen toprak Bu cehennem, bu cennet bizim... Nazım Hikmet
Yürek bizim, yollar bizim, saz bizim Şu dağlarda alaçiçek yaz bizim. Boydan boya bu memleket bizim. Turgut Uyar
Reklam
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim.... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Sadettin Ökten
Tanzimat ricali modernitenin memleketi Batı Avrupa'ya gittiler. Orada gördükleri şey bulvar , saray ve balo idi.Sanayi Devriminin neye mal olduğunu göremediler. Meşrutiyet münevveri oda batıya gitti. Klübü , kafeyi ve lokali gördü ve buralarda vakit geçirdi.Oda batının gerçek yüzünü göremedi. Cumhuriyet aydını batı üniversitelerinde okudu ve bundan çok etkilendi. Bu etkiyi kendi ülkesinde hakim olan anlayışla çok güçlendirdi. Bir batı üniversitesinde okursanız üniversitenin kalitesi tartışılmadan ooo denilirdi. Sonra bir başka insan tipi bu ülkeden batıya gitti.O bizim has insan dediğimiz Ayşe Fatma dediğimiz , medeniyet krizinden haberi olmayan batıyı tanımayan memleketin saf insanıydı. Batı bunlara muhtaçtı. Ama bunlara da Tanzimat Riicali'nede , Cumhuriyet Aydınınada Meşrutiyet Münevveri'nede öteki dedi. Bu giden insanlar (60 lardaki işci sınıfı) diğerlerinin görmediği Batı yı gördüler . Ağır işi , fabrikayı, sanayiyi , horlanmayı ezilmeyi... Bu grup diğerlerinin aksine batıya biz sizdeniz demedi, ben kendimim dedi ve kendi değerlerine göre yaşayıp orada var oldu. Orada çalıştı , üretim yapmayı öğrendi , iş kurdu.Üretimin hazzını aldı ,üretimin sırrını çözdü. Sonra örgütlendi. Dernek kurdu , parti kurdu stk kurdu. Eğitim aldı, kendi münevverini kendi yetiştirdi. Artık münevverini ithal münevver değildi.Bunları böyle yaptığı zaman artık örgütlü sistemlere yani devlete ve seçmene indi. İki topluma ve dünyaya kendi söylemiyle bir şeyler söylüyor ve bu söylemler aks buluyor , yankılanıyor.
947 öğeden 1.001 ile 947 arasındakiler gösteriliyor.