Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Lütfen 5 dakikanızı ayırır mısınız?
Hayatımın en zor günlerinden birini geçirdim bugün. Ama sokaktaki canların yaşadığı şeylerin yanında bizim zor günlerimiz ne ki! Hiçbirimiz arabanın arkasına bağlanıp ciğerimiz patlayana kadar koşturulmadık mesela. Hiçbirimiz ''aa birisi bize yemek koymuş'' umuduyla sevinip zehirlenmedik. Hiçbirimiz kımıldamayalım diye kemerle
. . . VÂDÎ-İ AŞK ******* (Selâm efendim!...
Reklam
Cenaze evinde yemek
Taziyeevinde, elinde pilav tabağıyla “Pardon, karabiber var mı acaba?” diye soran birisini anlatmışlardı. Garipsemiş ve şaşırmıştım. Sonra bununla ilgili bir twit attım. Meğer nasıl kanayan bir yaraya parmak basmışım. Kan revan içinde kaldım. Ne yorumlar, ne hikâyeler... Annesinin vefat ettiği gün mutfakta saatlerce Türk kahvesi pişirenler…
Cumhuriyet, mucizedir
29 Ekim 1923 sabahı… Nüfus 13 milyondu, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu, postane yoktu, dükkan yoktu. 30 bin köyde, yani her dört köyün üçünde cami yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı, karasaban vardı. Ayçiçeği üretimi yoktu, şeker üretimi yoktu, ekmeklik un bile ithaldi, pirinç ithaldi,
"Bu burçlar falan var ya, astroloji yani prensip olarak çok saçma bir defa. İnsanın kişiliğini doğum tarihinden anlayamazsın, hele geleceğini tahmin etmek doğum tarihi ile olacak şey değil. O nasıl olur biliyor musun? Doğum yeriyle. İnsanın geleceğini de kişiliğini de doğum yeri belirler. Esasında bu burçları doğum yerine göre ayarlamaları lazım. Bak insanın doğum yerine göre bir kehanette bulunsalar mesela onu anlarım. Sonuçta Trablusgarp'ta, Paşaver'de ya da Angola'nın herhangi bir köyünde doğmuş bir çocuğun hayatının neye benzeyeceğini tahmin etmek zor değil. Eh Toronto'da, Oslo'da, Tokyo'da doğmuş da az buçuk ne olacağı belli.Bizim Anadolu insanı bunu bilir mesela, onun için yeni tanıştığı bir kişiye burcun ne diye sormaz, memleket nere diye sorar."
Barış Manço / Barış Abimiz / Çook özlenen
31 Ocak 1999 günü, 7’den 77’ye herkesin sevdiği, çocukluğumuzun süper kahramanı, uzun saçları yüzükleri ve takılarıyla kalbimize yer etmiş kişi, bizim kuşağın Barış Abisi gitti.... O gittiği her ilin sınırında durur ve il nüfusunu gösterir tabelaya +1 eklerdi ya, bu sefer -1 ekleyip gitti... Onu bunu bilmem güzel adamdı. Tüm ülkeye kendini
Reklam
Çok dikkat edilmesi gereken bir konu
Taziyeevinde, elinde pilav tabağıyla “Pardon, karabiber var mı acaba?” diye soran birisini anlatmışlardı. Garipsemiş ve şaşırmıştım. Sonra bununla ilgili bir twit attım. Meğer nasıl kanayan bir yaraya parmak basmışım. Kan revan içinde kaldım. Ne yorumlar, ne hikâyeler... Annesinin vefat ettiği gün mutfakta saatlerce Türk kahvesi pişirenler…
Bu Konuyu Edebiyat Dışı Sanmayın Ha!
Şöyle yazıyordu: Orta Asya’da bir iç deniz vardı. Kuraklık oldu, iç deniz kurudu. Biz de Anadolu’ya göç ettik. Bu yalan ta 1970’lere kadar okutuldu tarih kitaplarında. 1970’de 35 milyondu Türkiye. Bir düşünün, kaç milyon öğrenciye bu yalan anlatıldı. Biz küçüktük. İnandık. Nasıl inanmazsın canım, devletin söylüyordu bunu. Devlet baba.
DURUM: Bir tavuk, bir yolda karşıdan karşıya geçer. SORU: Tavuk karşıdan karşıya niçin geçer? YANITLAR: RENE DESCARTES: Yolun öbür tarafına geçmek için. EFLATUN: İyiliği için. Gerçek, öteki taraftadır. ARISTOTELES:
Davet
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim.... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.