This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
Oblomov sighed: - Oh! “This is life,” he said. - What's wrong with this life? - It doesn't give people peace of mind. He gets himself into trouble. What if I could just lay down and sleep like this... Without ever getting up...
Bir travmadır çocuk kalmış kalpler için büyümek
Küçüktük...; Mucizelere dil çıkaran, bir varmış bir yokmuşlarla büyütülmüş hayat dolu çocuklardık. Elma şekerine, tavşan balona, pamuk helvaya havalara uçardık, Saklambaç oynardık, ip atlardık, seksekle zıp zıp zıplardık. Çocuk öldürmez tahta silahlarımız, füzeden hızlı sapan taşlarımız, bomba sesinden korkmaz kağıt kuşlarımız vardı. Düşünmezdik bu dünyanın kara yüzünü, tüm kötülüklere inat içimiz dışımız bahardı. Minicik yüreklerimize, kocaman dünyaya yetecek kadar sevgi sığardı. Büyüdük...; Ne sihirli güçlerimiz, ne çocuksu düşlerimiz, ne de yürekten gülüşlerimiz kaldı. Nereden bilecektik, büyüyünce hayatın bizi sobeleyeceğini, Su katılmamış acılarla canımızı yakacağını, büyüdükçe mutlu günleri elimizden alacağını. -Gözleri buğulu, saçları yağmurlu kızım, ne olur büyütme çocuk yanını...!-
Reklam
Dertleşmek, yürekteki yükü hafifletir.
-Ah bu Dünya !... Camlar kırılır sesten durulmaz. Canlar kırılır hiç ses duyulmaz.- . Ah ne çok yaralı insan var, Bazılarının ömrü hayal kırıklıklarıyla kalp kırıklıklarıyla geçer. Hayata kırgın bakışı, olur olmaz uzaklara dalışı hep ondandır. Ancak, -Kimse kimsenin sessizliğini duymaz, Herkesin sessizliği kendine yapışır.- -Gözyaşını su damlası sanırlar, yüreği bulutlu olmayanlar.- . -İnsan gidecek yolu olduğu için değil, varacak yeri olmadığı için huzursuzdur.- . -Her şeyi içime ata ata, yüreğimin boşluğu İstanbulun çöplüğüne döndü. Oysa, Dertleşmek akarsu gibidir, içinizdeki pisliği alıp götürür. . Dertleşmek, yürekteki yükü hafifletir.-
''Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel itina isteyen varlıklardır. Ne yazık, bu meslekler de artık olur olmaz kimselerin elinde, sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin. Durmadan kitaplara ve çiçeklere eziyet ederler, onlara nasıl davranılacağını bilmezler. Bana kalırsa, bir “kitapları koruma derneği” kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli...''
Sayfa 576
Harese
Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.
Doğan KitapKitabı okudu
Âdet (Regl):
“Neredeyse bütün kadınlar -%85'ten fazlası- bu dönem boyunca kimi bozukluklar gösterir. Tansiyon kanlı akıntıdan önce yükselir, sonra düşer; nabız ve çoğu kez ateş yükselir. Yüksek ateş örnekleri çoktur, karın ağrısı olur, sıklıkla bir kabızlık eğilimi ve ardından ishal görülür, ayrıca yine sıklıkla karaciğer büyümesi, üre ve albümin birikmesi olur. Birçok kişide aşırı balgam salgılama (boğaz ağrısı) ve bazı duyma ve görme bozuklukları görülür; terleme artar ve âdet kanamasının başında, bazen çok güçlü olabilen ve bütün kanama boyunca sürebilen sui generis* bir koku salgılanır. Bazal metabolizma hızlanır. Alyuvarların sayısı azalır; bu arada genellikle dokularda depolanan maddeler, özellikle de kalsiyum tuzları kanda taşınmaktadır. Bu tuzların varlığı yumurtalıkta, tiroid ve hipofiz bezlerinde birtakım tepkilere yol açar; tiroid bezi büyür, rahim mukozasının başkalaşımını yöneten hipofiz bezinin faaliyeti artar, bezlerdeki bu hareketlilik büyük bir sinirsel kırılganlığa yol açar. Merkezi sistem etkilenir, çok kez baş ağrıları olur ve vejetatif sistem de buna abartılı biçimde tepki verir. Merkezi sistemin otomatik kontrolünde azalma olur, bu da reflekslere, kasılmalara yol açar ve duygusal değişkenlik biçiminde kendini ortaya koyar. Kadın genelde olduğundan daha duygusal, daha sinirli, daha asabidir ve ciddi ruhsal bozukluklar gösterebilir.” *Kendine özgü.
Sayfa 62 - Biyolojinin VerileriKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.