Charles Bukowski okumadım diyerek hiç düşünmeden alıp başladım. Normalde okumak istediğim kitapların en az birkaç incelemesini, alıntısını gözden geçiririm. Büyük hata! Tamamen cinsel içerikli ve +18.
50'li yaşlardaki Chinaski'nin her gün farklı bir kadınla hayvani duygularla yapılan, estetikten ve duygudan uzak seks hayatını konu alıyor. Tek düze ilerleyen bir konu (hatta kitabın bir konusu bile yok aslında). Sabah uyandım, dolaptan bir bira alıp içtim, X kişisi aradı yada mesaj attı, bana geldi şarap içtik ve yatağa geçtik, seviştik, ama aklım dünkü X kişi de kaldı. Kustum, tekrar içmeye başladık ve yine seviştik.. Kitabın tamamı bu şekilde. Sürekli tekrara düşmesi de aşırı sıkıcı hale getirdi. Alkol bağımlısı, her kadının birbirinden haberi var ve bağnazca bir ilişki serüveni diyebiliriz. Edebi değeri olmayan, kadınları aşağılayan, değersizleştiren Chinaski aynı anda kadınlarıyla sorunlarından uzaklaşmaya çalışıyor kendince. Yalnızlığını ve çocukluk travmalarının acısını da kadınlarına yaptıklarıyla alt etmeye çalışıyor ve bir de kendisiyle gurur duyuyor.
Asla okumak istemeyeceğim, hatta bu güne kadar okuduğum en berbat kitaptı diyebilirim.
Charles Bukowski'nin okuduğum ilk ve son kitabı olacak. Sırf yarım bırakmamak için atlayarak okuduğum tek kitap oldu
Kadınlar!
Kesinlikle tavsiye etmiyorum! Karar sizin elbette
Biraz hatta fazlasıyla sıkıcı bir kitap fakat bakış olarak insanı farklı perspektiflerde bakmaya alıştıran ve yönelten bir eser.Bukowski'nin birçok romanında olduğu gibi burda da depresif ve alkol temalı bir hava hakimdir ve bu havanın üstesinden gelmek için de kadınları kullanmıştır.bu kullanımla da ayrıca doğru ve iyi kadını aramaya çalışmıştır.Lydia ile olan ilişkisinde toksik ilişkinin ne olduğunu tamamen anlatmak istemiştir ki her ne olursa olsun lydia tarafından hep suçludur .Doğru kadını ararken birçok kadınla birlikte olmuştur ancak yine de bu arayışları sonuçsuz kalmıştır .Alkole olan düşkünlüğünü de gözlemlediğimiz Bukowski alkolle oldukca bağlıdır öyle olucak ki hayatındaki heyecanı alkole ve hayatına girip çıkan kadınlara borçludur
Oysa maskeli insanlar arasında kalabalıkta yaşarmış taklidi yapmayı öğrenirsiniz. Kendinizi bu sahteliğe inandırıp sıklıkla hayattan ve insanlardan nefret ettiğiniz halde onlar gibi yaşamayı sürdüğünüzde aslında insanlığınızı kaybedersiniz.
Kanun, kural sevmiyorum. Toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmıyorum. Kimsenin şekil almasına sebep yaratmıyorum ve yönlendirniyorum.
Kimsesizim diyebilecek kadar yalnızım ve yalnız olmanız paha biçilmez bir durumdur. Yalnız olduğunuzu kabullenirseniz hayattan zevk alırsınız. Aksi düşünce sizi beklentiye sürükler ve beklemek yorucu, sonucu istediğiniz gibi olmazsa yıkıcıdır.