Yirminci yüzyılın ilk yarısında, toplum normlarına uyma oranının normalliği, bu kurallardan sapma oranının ise normal dışını belirlediği görüşü oldukça egemendi. Ancak İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, toplumların da bazen hasta olabileceğinin fark edilmesi üzerine bu görüş geçerliğini önemli ölçüde yitirmiştir.