Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Berke Yeldemez

Berke Yeldemez
@byeldemez11
Okur-Yaşar ¯\_(ツ)_/¯
Reklam
Aşkın ve nefretin insan yüreği ile oynadığını gördüm: Aşk, onun kusurlarını gizliyor, alçak gönüllülük şarabıyla onu sarhoş ediyor, dilini övgülerle, pohpohlamalarla çözüyordu; nefret ise onun düşmanlık duygularını körüklüyor, hakikate karşı kör, doğru söze karşı sağır ediyordu onu.
O sana yeryüzünü ve onun acılarını göstermek için geldi, çünkü acıyı, hüznü görmeyen, sevinci ve mutluluğu gördüğünü ileri süremez.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ey ölüm, gel kurtar beni! Dikenlerin çiçekleri boğduğu toprak, üzerinde yaşamaya değmiyor.
Kalbi ile canı arasında kalan insan güney rüzgârlarıyla kuzey rüzgârları arasında bir o yana bir bu yana savrulan kırılgan bir daldır.
Reklam
Allahım, onu neden yalnız bıraktın? Neden, yalnızlığının verdiği çaresizlikle can sıkıcı ilişkiler kurmasına izin verdin? Neden, geçirdiği her dakikanın hesabını sordun, içini ezdin? Neden, korkuyu göğsünden çekip almadın? Neden, suçluluk duygusunu üzerinden atmasına yardım etmedin?
Sayfa 199Kitabı okudu
Olmamız gereken tek bir kişi var. Hissetmemiz gereken tek bir varoluş var. Her şey olabilmek için her şeyi yapmamız gerekmiyor çünkü zaten sonsuzuz. Yaşadığımız her an sonsuz olası geleceğe gebe. Onun için bu hayatımızdaki insanlara iyi davranalım. Arada bir başımızı kaldırıp yukarı bakalım çünkü nerede olursak olalım gökyüzü her daim sonsuz. Daha dün bir geleceğim olmadığını, hayatımı bu şekliyle kabul edebilmenin imkânsız olduğunu düşünüyordum. Bugünse aynı berbat hayat bana umut veriyor. Olasılıklarla dolu olduğunu görebiliyorum. İmkânsız olanlar ancak yaşayarak gerçekleşiyor sanırım. Acı, umutsuzluk, hüzün, hayal kırıklıkları, zorluklar, yalnızlık, depresyon, hayatımdan bir anda mucize eseri çıkacaklar mı? Hayır. Peki yaşamayı istiyor muyum? Evet. Evet. Binlerce kez evet.
Yaşayamadığımız hayatların yasını tutmak kolay. Başka yeteneklerimizi geliştirmiş, bazı teklifleri kabul etmiş olmayı dilemek kolay. Daha çok çalışmış, sevmeyi daha iyi becermiş, paramızı daha iyi idare etmiş, daha popüler biri olmuş, o gruptan ayrılmamış, Avustralya'ya gitmiş, kahve teklifini reddetmemiş ve daha çok yoga yapmış olmayı dilemek çok kolay. Edinemediğimiz arkadaşlara, yapamadığımız işlere, evlenmediğimiz insanlara, yapmadığımız çocuklara özlem duymak an meselesi. Kendimizi başkalarının gözünden görmek ve olmamızı istedikleri bin bir kişiye dönüşmüş olmayı dilemek için en ufak bir çaba gerekmiyor. Pişmanlık duymak ve sonsuza, zamanımız doluncaya kadar duymaya devam etmek çok kolay. Ama esas sorun yaşamadığımız için pişmanlık duyduğumuz hayatlar değil. Sorun pişmanlığın kendisi. Büzüşmemize, kuruyup kalmamıza, kendimizin ve bütün insanlığın en büyük düşmanı olduğumuzu hissetmemize neden olan, pişmanlığın ta kendisi. Olası hayatlarımızdan herhangi birinin bundan daha mı iyi yoksa daha mi kötü olacağını bilemeyiz. O hayatlar yaşanıyor, evet, ama biz de yaşıyoruz ve asıl bu yaşantıya odaklanmalıyız. Her yere gidip herkesle tanışamaz, istediğimiz her mesleği yapamayız tabii ama o hayatlarda hissedeceklerimizin çoğunu hissedebiliriz yine de. Kazanmanın nasıl bir his olduğunu anlamak için bütün sporlan yapmamız gerekmiyor. Müziği anlamak için gelmiş geçmiş bütün müzik eserlerini dinlememiz gerekmiyor.
"Hayat," diye yazmış Sartre bir zamanlar, "umutsuzluğun öte yanında başlar."
Reklam
Demek istediğim, acıya karşı bağışıklık kazanmamızı sağlayacak bir yaşam tarzı olmadığını anlasak, her şey çok daha kolay olurdu. Mutluluğun doğasında acının da olduğunu. Biri olmadan öbürünün de olamayacağını. Tabii ki farklı düzeylerde ve miktarlarda. Ama hiçbir hayatta sonsuza kadar saf bir mutluluk içinde olamayız. Öyle bir hayat olabileceğini düşünmek ancak yaşadığımız hayattaki mutsuzluğumuzu büyütmeye yarar.
Yaşamadığımız onca hayatı düşünmek insanı delirtebilir.
hayat korkulacak bir şey; korkutucu olmasının bir nedeni var ve o neden de şu: Hangi dalın gittiği yolu seçersek seçelim, yine o çürümüş ağacız. Ben hayatta çok şey olmak istedim. İstemediğim şey yoktu. Ama hayatınız çürümüşse, siz ne yaparsanız yapın, yine çürümüş kalacak. Rutubet her şeyi baştan sona çürütür..."
"İnsan," diye yazmıştı Thoreau Walden'da, "hayallerine doğru güvenle yürüdüğü ve hayalindeki hayatı yaşamak için çaba gösterdiği takdirde gündelik hayatın akışı içinde aklına dahi gelmeyecek bir başarıya ulaşacaktır." Aynı zamanda bu başarının, yalnız kalmanın bir ürünü olduğunu gözlemlemişti. "Kendime yalnızlıktan daha iyi bir dost bulamadım."
Sayfa 124Kitabı okudu
Adalet rahat olmalı, yoksa terazi sallanır ve adil bir hüküm verilemez.
Sayfa 138Kitabı okudu
415 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.