Türk halk edebiyatının büyük adamı Karacaoğlan'ın hayatı, hevesatı ciltlerce kitaplara sığamaz. Büyük ozan, yaşadığı gönül sevdalarını sazına, sözüne en güzel aktaran şairlerimizden biridir. Sadece gönül dertlerini değil, savaş meydanlarını, kahramanlıkları, toplumsal olayları da en kalbi duygularla söze saza dökmüş. Türk edebiyatının, Türk söz sanatının koca bir çınar gibi dal verip budak vermesinde en önemli temel direği olmuştur.
Okurken kalbimi yumuşacık eden ve belki de bu senenin enleri arasında yer alacak olan bu eseri hiç unutmayacağım. Ramazan'da çok iyi gitti. Uzun zamandır dinî tasavvufi bir kitap okumuyordum sanırım.
Zalimin zulmüne direnen tüm Pir Sultan Abdal'lara selam olsun. Unutmayın Hızır Paşa'lar değil Pir Sultan'lar hatırlanır!
Okumaya başlamadan önce yanınıza Türkçe ve Osmanlıca lûggat almak isteyebilirsiniz; Karacaoğlan, koşmalarında diğer halk ozanlarına nispetle daha zor bir dil kullanıyor
Alevilik ve Bektaşilik kavramları tam olarak birbirini karşılamasa da genelde bir arada kullanılırlar. Aslında, Bektaşilik, Aleviliğin bir koludur. Anadolu kültürüyle şekillenmiş olan Bektaşilik için Anadolu Aleviliği adlandırması yapmak uygun olacaktır. Cahit Öztelli, Bektaşiliği, ‘... eski ve yeni birçok inanışın karışımı olması nedeniyle bir tarikat değil, bir mezhep gözüyle bakmak daha uygundur.’ (Bektaşi Gülleri, 1973) diyerek açıklamıştır. Fakat bu anlayışın genel olarak dayandığı İslami değerlere ve Hacı Bektaş-ı Veli’den itibaren yetişmiş olan mensuplarına bakıldığında, bu düşünceye katılmak mümkün değildir. Olsa olsa bazı yorumlan farklı olan İslami bir tarikattır denilir. Bundan başka bazı yazarların Anadolu Aleviliği ile ilgili olarak: ‘İslamlığı benimseyen Türkler özellikle, Mani, Zerdüşt ve biraz da Budistliği, Şamanistliği atamazlar. Anadolu’ya geldiklerinde ise Anadolu kültürleriyle kaynaşım gösterirler. Dolayısıyla Anadolu Aleviliği de böyle bir mozaik yapı kazanır.’ (Gülağ Öz, Aleviliğin Tarihi Kökleri ve Anadolu Erenleri, 1996) şeklindeki değerlendirmeleri de gerçeği ifade etmemektedir. Günümüzde Aleviliği farklı yorumlayarak İslamiyet’ten ayrı düşünen, bazen bir mezhep, bazen de ayrı bir din gibi görmek isteyenlere en fazla tepki yine Alevi önderlerinden gelmektedir.
Ey mertlik davasın süren gel berü
Mert olan namusta arda belli olur,
Hak için çekelim sadakat gayret
Metanet sadakat darda belli olur.
Bizler de çok çektik hak için emek
Tükendi sermaye kalmadı enek
Ben pervaneyim der cümle kepenek
Pervane olanlar narda belli olur.
Tâlibî şeydadır, pir yüzü yerde
Aşk odu derunda dumanı serde
Sırlar agâh olur ruzu mahşerde,
Dâvasının eri orda belli olur.
Tâlibî
Öztelli, H. Cahit (1944). Zile’li Şairler. Samsun: Vilâyet Matbaası.
Yedi Ulu Ozandan biri olan Pir Sultan Abdal'ın geçmişten günümüze gelen şiirlerinin derlemesi... Bazıları bilindik olmasına rağmen bazılarını daha önce hiç duymamıştım. Okurken keyif aldım.
Kuru ağaca niderler, kesip oda yakarlar
Her kim aşık olmadı, benzer kuru ağaca.
Yunus'u öven övsün, sövenler dahi sövsün
Aşk ile yola geldik, yatalım erte gece.
Bir şaha kul olmak gerek
Hergiz ma'zül olmaz ola
Bir eşik yaslanmak gerek
Kimse elden almaz ola
Bir kuş olup uçmak gerek
Bir kenara geçmek gerek
Bir şerbetten içmek gerek
İçenler ayrılmaz ola
Ben yitirdim, ben ararım, yâr benimdir kime ne
Gâh giderim öz bağıma gül dererim kime ne
Gâh giderim medreseye ders okurum Hak için
Gâh giderim meyhaneye dem çekerim kime ne
Kelp rakîp haram diyormuş şarabın bir katresin
Ben doldurur ben içerim günah benim kime ne
Ben melâmet gömleğini deldim, takdim eğnime
Âr-u nâmus şişesini taşa çaldım kime ne
Ab Yezit seccadeni al yürü mescit yoluna
Pîr eşiği benim Kâbem, kıblegâhım, kime ne
Gâh çıkarım gökyüzüne hükmederim Kaf'tan Kaf'a
Gâh inerim yeryüzüne, yâr severim kime ne
Kelp rakîp böyle diyormuş, güzel sevmek pek günah
Ben severim sevdiğimi, günah benim kime ne
NESÎMl’ye sordular ki, yârin ile hoş musun
Hoş olayım, olmıyayım, o yâr benim kime ne
Ey gönül el aynasına bakmanın faydası ne
Sermayenden zararın var, satmanın faydası ne
Kendü kadrin bilmeyen dostun kıymetin ne bilür
Merkebin boynuna cevahir dakmanın faydası ne
Çobana gen yazu gerek hem yayıla hem gerneşe
Çobanı mescide imam etmenin faydası ne
Kargaya üleş gerek hem yiye ve hem çağıra
Karganın önüne sükker dökmenin faydası ne
Ey NESÎMÎ hasılı kendünü âleme fâş eyleme
Köpeği hammama sokup yumanın faydası ne