Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eylem Cesur

Eylem Cesur
@calakires
…göç, içimizedir.
1 Mayıs
162 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Kendisi ütü yapmayı bilmediği ve karısına da zahmet vermek istemediği için gömlek giymezdi. ''Ama… '' dedi karısı, ''Ben artık seni sevmiyorum.'' Çok uzun bir süredir mutsuzum…
Reklam
Körlük bir şey değil, gözünün görmezliği o kadar koymuyor kişiye, insanı asıl yaralayan başkalarındaki körlük.
ellerimizin arasından kayarak kaçıp giden zaman mıydı kent mi? önce zamanın koşup giden atlısına sonra kentin belleğine sormalı..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
ey kent! utanma taştan teninden hükmünü veren taşlarına yazdığı kimliğindir tenine dokunan acını duyar mı ?
Gidebilmek hayatın bütün tehditkâr ve şımarık yüzlerine kafa tutabilmektir bir bakıma. Gidebilmek, hiçbir şeyi umursamadan, kendi masalında anlatılan yolları adımlayabilmektir.
Reklam
Gerçeği yaşamak, söylemek kadar kolay olmaz hiçbir zaman. Bizim dünyamızdaki bazı gerçekler yalnızca başkalarının yaşaması içindir. Genç ölünmesi gerekiyorsa, insan gençken de ölebiliyorsa, dışarılarda bir yerlerde genç yaşında ölecek birileri mutlaka vardır.
İnsanın bir şeyi önemli bulması da tamamen kendisiyle ilgili. Senin için önemliyse, dünyanın en önemli şeyi demektir.
Bu yüzden ölüm ''bir iç çekip sonra da görmemiş gibi'' davranmaktır benim dünyamda.
O kadar karanlık bir dünyada yaşıyordum ki, başka kuşların gelip yuva yapması beklenmezdi kalbimin köşelerine.
Ölümün karşısında ilk düşündüklerimiz, ilk söylediklerimiz aynı mıdır? Yoksa farklı yaşamları tercih eden insanların, ölümle yüz yüze geldiklerinde ilk söyledikleri cümleler de farklı kelimelerden mi oluşuyor? Ölümle karşılaştıklarında farklı hayallerin teselli veren buğusunda kendilerini kaybetmeye mi çalışırlar?
Reklam
Bir düşüş yaşıyordum. Düşüş kelimesinin içinde dönüp duran bütün karanlık anlamlarla tanıştım bu süre içinde. Ya da başkalarının düşüş hikayelerini pek iyi bilmediğimden böyle geliyor. Neticede insan düşüyorsa, yeryüzünün en sarsıcı düşüşünü kendisi yaşıyordur.
Bir farkında oluş halinin en acıtıcı yanıdır bu. Fark etmek acıtır. Anlamak acıtıcı bir şeydir. Anladığınız anda geri dönemezsiniz hiçbir şeyden.
 Dışarıda yorgun bir sonbahar havası var. Ağaç dipleri yaprak mezarlığına dönüyor. Üşüyen sevgili için kaşkolunu çıkarıp, onun zarif boynuna sarma zamanı. Bir sahil kenarı çaycısına sığınma vakti. Bulutlar bir şeyler anlatmaya çalışır böyle zamanlarda. Ben bulutların dilinden anlamam. O yüzden sık sık yağmur yağar ben dışarı çıkınca. Şimdi bütün bunların önemi yok. Önemi yok şimdi bütün bunların. Ben umut arıyorum. Ben seni arıyorum.
Ah, ulaşılmayacak kadar uzak gidilmeyecek kadar sapa yürekleriniz Sizi benden alıkoyar yalnızlığınız Artık farkındasınız ! Aslında hepimiz sevemeyecek kadar yalnızız!
Ufukta kaybolmaya yüz tutmuş artık o gemi Tanıdık bir sima var dümeninde, kazan dairesinde kamaralarında her yerinde sen… Kıyıda ölüme dair hayaller kurarken Herkes kaçışıyor tufandan, geriye bir ben kalıyorum Artık anlıyorum… Meğer Nuh hiç sevmemiş beni…
472 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.