"Gönül" kelimesinin telaffuzu üzerine uzun uzun konuşurlarken, Neşet Ertaş''ın dilinden düşmeyen "seher vakti"nin anlamına varamadılar. O menzile varamayınca, o bilgi de nazil olamıyor.
Seher vaktinin hangi vakit olduğunu bile bilmedikleri için olsa gerek, o vakitte yarin kapısını çalmak, ne hikmetse, kimseye tuhaf gelmiyor.
Zaman anlayışı değişince, insanın anlayışı da değişiyor. Bir dert, nerede ve ne zaman demlenmişse, o vakit ve orada dertlenmek, demlenmek icap eder. Meseleyi hakkıyla anlayabilmek için.
Seher vakti Kur''an-ı Kerim okumazsan, bunları nasıl hakkıyla anlayabilirsin: "Onlar seher vakitlerinde Allah''tan bağışlanma dilerlerdi.", (onlar) "seher vakitlerinde istiğfar edip yalvaranlardır".