Güldürme beni, can sızım.
Sırf çatısı var diye ev mi denir oraya?
Nasıl soğuk, nasıl kasvet kokuyor duvarlar, bilmiyorsun hiç.
Alıştırma beni kendine demiştim. Beni evsiz bıraktın.
Unutamam diyordun bak ne çabuk unuttun
Sevdiğim yar sen miydin yüreğimde konuktun
Artık istemem seni, gözyaşımı kuruttun
***Bitap olan gönülde çekilmiyor akşamlar
***Belki bir yaz gününde buluşacak sevdalar
Gönlümde senin yerin yok artık bitmelisin
Sevginin cefasını ömrünce çekmelisin
Ayrılık baş ucunda intizar etmelisin
***Bitap olan gönülde
Annem yürek sızım ,can yangınım..
Ayaklarının altına cennet serilmiş olan sensin. Ben ise; o cennetin kapısını sürekli çalan evladın. O cennet kapısı önce sana açılsın, sen zaten beni yanına alırsın...♥️
Birçok şey öğrettin bana. Mesela aşkın da üç cemresi olduğunu. Önce göze sonra gönüle en son da ruha düşer. Göze düşerse beğeni olur ki bundandı seni ilk görüşte beğenmem, hoşlanmam. Gönüle düşerse aşk olur, zamanla kendimi sakınmaya çalıştım senden çünkü gittikçe gönlüme düşüyordun. İlişkilerinde benim gibi fedakar davranman da etkili olmuştu bence sana aşık olmamda. Ruha düşerse de vazgeçilmezinn olur. Şimdi anlıyorum neden vazgeçilmezim olduğunu sen ruhuma düşen ince sızım, sen gönlümün sahibi, sen aklımdan söküp atamadığım can özüm, sen...sen...sen her şeyim...
"İlk yaşam formları geride hiç iz bırakmadıkları için yaşamın başlangıcında neler olduğunu hatta üç buçuk milyar yıldan uzun zaman önce dünyanın durumunu kesin olarak bilmek çok zor."
Son zamanlarda okuduğum en acayip, en değişik kitaptı desem herhalde yamulurum. Son zamanlarda kitap okumuyorum bir, bu kitap hiç de çarpıcı değildi bu da