Selim bir gece uzaktan bir şarıltı duydu, sordu:
-Bu ses ne?
-Dilşeker deresine dağdan su indi; bütün kış şarıl şarıl akar.
-Ne güzel ninni söyler gibi.
Köydeyken, dokuz yaşlarında, bir kış Tokuç Ali ile Ahmet Hoca'nın cami odasındaki okuma derslerine bir ay kadar gitmişlerdi. Bir gün derste Ali'yle bir şeyler fısıldaşıp güldüklerinde Hoca ''Ne var gülecek hınzırlar, Allah'ın kelamını ediyoruz burada'' deyip ikisini de falakaya yıkmış, bir daha derse gitmemişlerdi. Tokuç Osman oğlunu zorla göndermiş, ama Selim inat edip gitmemişti. Kızların önünde tabanlarına inen sopanın acısıyla bağırdığı için onuru kırılmıştı. O yıl imam hakkı olarak verilen buğdaya beygir tersi karıştırarak öcünü almıştı hocadan.