Olmaz , dostluğa ihanet etti o cezasını çekmeli.
Sayfa 76Kitabı okudu
Tamamlan(a)mamış Romanlar
Franz Kafka'nın Dava, Şato ve Amerika kitapları, Robert Musil'in 2000 sayfalık dev eseri Niteliksiz Adam'ı, Yusuf Atılgan'ın son bölümünü yazamadığı Canistan romanı ve Oğuz Atay'ın Eylembilim'i.
Musil'in anlatacağı o kadar çok şey vardı ki 21 yıl uğraşmasına rağmen eserini bir türlü tamamlayamadı ama şu haliyle bile bitmiş sayılabilecek bir romandır Niteliksiz Adam. Kafka'nın ise Dava kitabında orta bölümlerinde eksiklikler bulunmakta olup Şato ise aslında tamamlanmış bir romandır diyebiliriz. Evet, yazar devam etmek istemiş kitaba ama aslında okuyanlar bilir kitap son sayfalarında kendi içinde bir final yapar. Fakat yazarının malum yazma isteğinden dolayı bu kitap bitmemiştir. Yusuf Atılgan'ın Canistan romanı dört bölüm olarak planlanmış fakat ömrü vefa etmediğinden üç bölümü yazılabilmiştir. Oğuz Atay'ın Eylembilimi ise tam anlamıyla bir yarım kalmış romandır.
Ölü Canlar romanıysa Gogol'un 3 kitap halinde yazmayı düşündüğü bir eserdir. Tıpkı Dante'nin İlahi Komedyası gibi. Ondandır ki tamamlanmamış olarak bakmamak lazım bu esere. ikinci kitabını yazmış olmasına rağmen ne yazık ki bir papazdan etkilenerek yakmıştır. Belki sağlıklı bir hayatı olsaydı 2 ve 3. cildi yazardı ama şu haliyle ölü canlar bitmiş bir eserdir. Keza Roberto Bolano'nun dev eseri 2666 romanı da sadece son okuması yapılmamış bir eser olup onu da bitmiş bir kitap olarak görebiliriz.
Tamamlanamayan romanları anlattığım videoyu aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler diliyorum.
youtu.be/fVKQhYdAQhU
— Hiçbişey olmaz, bunca patırtıda canımı almayan Tanrı bizi kayırır. Korkma.
Gündüz çalışır gece sevişiriz.
Bu Kitabı Kesinlikle Okumalısınız.
— Hadi yıkanalım, dedi.
—Yarın sabah yıkartınz. Gecenin serininde gene isteriz belki.
— Bu akşam camiye gitmeyecek misin?
— Okumayı bile unutmuşum kız. Günah olur böyle namaz kılmak.
Bu kadınlar Çılgınlar ;))
— Göreyim maşallahı var kız.
— Tanrım nazardan saklasın, aslan gibi adammış.
— Naciye karının talihi varmış.
— İlk kocası da böyleydi ya.
— Gözü kör olası savaş, gençlerin başını yedi.
— Kız, bu savaşa katılmamış mı?
— Katılmaz mı kız! Sonra da çetelikteymiş. Bi yığın gâvuru pusuya düşürüp haklamışlar.
— Amanın, Naciye'nin kemiklerini kırar bu adam.
Bu yazar harika yav ne güldüm ;))
Çektiği suyla aptes alırken Naciye hayattan seslendi:
— Boy aptesi almadın ya. Namazın kabul olmaz.
— Tanrım bağışlar. Boy aptesini yarın alırız.
Haziran ortasında o koca dolu yağdığında herkes gibi onun da bütün ürünü mahvoldu. Sanki Tanrı'ya küstü ondan sonra.
— Kız nerde?
— Yandaki evde, komşunun kızıyla evcilik oynuy
— İyi; odaya girelim mi?
— Şimdi olmaz, sabret, bu gece gerdeğe giricez ya.
— Doğru ya, evlenicez. İyi olucak kız, (yan cebini tokatladı) paramız da var beş-on dönüm bir tarla alıp bağ yetiştiririm. Pulluk, beygir ne çift düzerim. Çocuğumuz da olur, ha?
— Olur elbet.
— Hadi, ben gidip imamla konuşayım.
— Allah dert verdiyse dermanını da vermiştir bilene.
— Ne zaman hacca gittin amca? diye sordu.
— Ne gitmesi oğul, bizim gibi tencerede pişirip kapağında yiyenler hacca mı gidebilir... Askerliğimde devlet Hicaz'a gönderdi beni de hacı oldum orda. 'Allah devlete zeval vermesin' diyecektim ama verdi. Ufacık Yunan'ın esiri olduk.
"Mahmut Bey gibi iyiler, yürekliler hep ölecek anlaşılan. Ne tuhaf, gâvurlar kovulduktan sonra buralar tümden korkaklarla, sünepelere kalacak."