Caspar David Freidrich, J. G. Quinstrop'tan dersler alarak resim yeteneğini geliştirdi. 1794'te girdiği Kopenhag Akademi'de dikkat çekti. Okul bittikten sonra Almanya'ya dönerek Dresden'e yerleşti ve hayatının sonuna kadar oradan ayrılmadı. Dramatik sahneleri, karmaşık duyguları ve esrarengiz atmosferleri resmetmesiyle ünlendi. Doğanın hem sakin hem de coştuğu anları tuvaline yansıtan sanatçı, genç Alman ve İskandinav sanatçıları derinden etkiledi. 1824'te Dresden Akademisi'ndeki profesörlüğü sırasında öğrencilerine, formatif figürleri ve romantik akımın inceliklerini aşıladı. Bir dönem eserleri sanat çevrelerince unutulsa da, 1900'lerin başında popülerliğini yeniden kazandı. Sisli bir havada, kayalıkların üzerinde sırtı dönük bir erkeği tasvir ettiği ‘Bulutların Üzerinde Yolculuk' tablosu, geleceği düşünen ama önünü sis perdesinden göremeyen birinin hikâyesini anlatır. Tabloda, karmaşık ve belirsiz bir manzaraya bakan erkeğin kendi üzerine düşünüyor olması, hem bu manzara içinde önemsizliğine, hem de dik bir kayalıkta durduğu için, önündeki her şeye vakıf olduğuna gönderme yapar.