Burada [Hapishane] nasıl vakit geçirdiğimi birkaç yerde soruyorsun... Burada da yaşanıyor Ayşe... İnsan her yerde yaşıyor. Gündüzleri bahçede dolaşıyor, düşünüyor, diğer mahpuslarla kaba şakalar yapıyorum. Geceleri kitap okuyorum. Bazen diğer mahpusların yanına gidiyorum (ben tek bir hücrede yatıyorum), onlarla konuşuyor, daha ziyade onları dinliyorum. Mesela bir Cavit Bey var. Bacanağını öldürmüş, 15 seneye mahkûm. Yedi-sekiz senedir yatıyor. Hapishanede kendisini tamamen mistisizme vermiş. Namazını kaçırmıyor, Kuran-ı Kerim'in felsefi kısmından bahsetmeyi çok seviyor. Bana yalnız kaldığımız zamanlar, yavaş bir sesle ve ağır ağır rüyalarından, uyanıkken bazen gözlerinin önünde peyda oluveren parlak ve derin nur uçurumlarından, birçok seraptan bahseder. Geçen gün kendisiyle beraber eski ve yaprakları sararmış bir kitaptan kıyametin küçük ve büyük belirtilerini okuduk. Bazı yerlerde kendisine tasavvufi açıklama yapmak mecburiyetinde kalıyordum çünkü genel kültürü bir hayli kıt. Akşamları mangalın başına diz çöker, mütemadiyen çay yapıp benim bardağıma doldurur ve benden mesela Allah'ın Musa'ya Tur Dağı'nda nasıl tecelli ettiğini, niçin evvela ateş şeklinde görünüp de başka şekilde görünmediğini sorar. Tuz tekelinden 31 bin lira 'alıp' ertesi gün polislere teslim eden fakat bu yirmi dört saatlik hamallık için beş seneye mahkum olan bir veznedar Hafız var. O daha çok dindar ve daha az mistik... Cavit Bey gibi pek derinlere gidemiyor. Akşama kadar manasını anlamadan Kuran okumak, bazı gecelerse mevlit okumakla yetiniyor. Burada okunan mevlit ve dinleyenler üzerindeki tesiri başlı başına sayfalar doldurabilir.
Sayfa 24 - YAZAR: SABAHATTİN ALİ, [Flora Yayınevi, Yayına hazırlayan: Tunç İlkman]Kitabı okudu
Reklam
Arnavutlar arasında iki eğilim vardır; Osmanlı’ya sadakatle bağlı olanlar; Osmanlı’nın bir an önce çökmesini ve Arnavut Devleti’nin kurulmasını isteyenler... Prof. Hacısalihoğlu’nun belirttiği gibi, bir kısım Arnavutlar Balkan Harbi’nde Osmanlı’yla birlikte savaşırken, Avlonya ve Berat şehirlerinde taban tutan diğer kısım Arnavutlar Osmanlı’ya
Maliye nezareti için münasip görülen Ziya Bey de olmayınca, Ahmet İzzet Paşa'nın tasvibi ve Hâmid Beyin de "Ondan başkası yapamaz." tarzındaki tavsiyesiyle, birlikte Büyükada'ya giderek Cavit Beyle temas ettik. Cavit Bey evvelâ "İstemem, artık usandım. Aleyhimde söylenmedik lâf kalmadı. Yapılan dedikoduların haddi hesabı yok. Bu şartlar altında Maliye Nazırlığı yapamadım." diye itizar etti ise de kendisine vaziyeti anlatarak rica ve ısrarlarda bulunuşumuz üzerine Maliye Nazırlığını kabul etti. Artık kabine kurulmuş gibi idi.
I. Dünya Savaşı ve Kapitülasyonlar
Batılılar kapitülasyonlardan vaz geçmedi. En sert itirazın müttefikimiz Almanya'dan gelmesi ilginçtir. Cavit Bey, Alman Büyükelçisi Vangenheim'in itiraz ederken "konuşmadığını, havladığını" yazar.
Sayfa 99 - DK
İzmir'deki mahkeme, suikast eylemi ile ilgiliydi. Bu davada ölüm cezalarına çarptırılanlar - Şükrü Bey, Baytar Rasim, Ziya Hurşit, Sarı Efe Edip, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, gibi - gerçekten suikastın planlanmasında etkin roller almışlardı. Ayıcı Arif ve Rüştü Paşa gibi sanıkların da suikastın planlanmasından haberli olduktarı anlaşılmıştı. Ankara'da devam eden «İttihatçılar davası» tümüyle «Kuvayı Miiliyeci - İttihatçı» hesaplaşması ile geçmiş; Cavit Bey gibi, Dr. Nazım Bey gibi İttihatçılar, suikast ile uzaktan yakından bir ilgileri olmamalarına karşın mahkemece ölüm cezalarına çarptırılmışlardır.
Sayfa 107 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Amerikan elçisi, Almanya’nın Türk donanması üzerinde büyük etkisi var; askerî heyetleri fiilen Türk ordusunu yönetiyor. Ayrıca von der Goltz [Golç Paşa) ile büyükelçileri de kabineye danışmanlık yapıyor’ diye yazıyordu. 27 Eylül 1914’te Cavit Bey, günlüğünde ‘Eminim ki Almanya biz savaşa girene kadar bize hiç para vermeyecek’ diye anlatıyordu.
Trajik olayların yaşandığı dönemlerin, yeni oluşuma geçildiği sırada sona erdiği düşünülmesin. Milli mücadele döneminde yüzlerce İttihatçı Anadolu’nun bağımsızlık hareketinde yer alıyor ve kendilerinin de millet safında yer aldıklarını ispata çalışıyorlardı. Vatanlarını sevenlere ,kendilerinin de en az onlar kadar yurtsever olduklarını anlatmanın zorluğunu da yaşadılar. Askeri ve sivili Ankara’yı buna inandırmak için çok çaba verdiler. Celal Bayar Kazım Karabekir, İsmet İnönü gibi sayabileceğimiz çok isim İttihat Terakki ‘den başlayan “Yeminli” yolda yürüyüp Kuvay-i Milliye ile bunu pekiştirdiler. İstiklal Mahkemelerinde ,öncesinde Damat Ferit Hükümetince Kürt Mustafa kanalıyla kurulan sehpalarda nice İttihat Terakki’ler sallandırıldı. İstiklal Mahkemelerinde başta Cavit Bey olmak üzere çok sayıda asker ve sivil idama mahkûm edildi.  
208 syf.
6/10 puan verdi
·
Liked
Atatürk'e karşı planlanan İzmir suikastinin sonrasında gözaltına alınan ve 63 gün cezaevinde kalan on yıl maliye nazırlığı yapmış Cavid beyin kendi eşine yazdığı mektuplardan oluşan bir kitap.
Zindandan Mektuplar
Zindandan MektuplarCavid Bey · Liberte Yayınları · 200513 okunma
Geri133
339 öğeden 331 ile 339 arasındakiler gösteriliyor.