şimdi geriye dönüp,
düşününce şunu fark ediyorum
"ilk anlatımlar hayatıma şekil vermiş."
mesela şöyle bir şey
daha önce hiç çay içmemişim diyelim
ve biri bana çayı
şöyle anlatıyorlar
"abi yok öyle bir şey ya,
tutuyorsun ellerini yakıyor velet
bırakıyorsun içine kaşığı cuplk diye bir sesi var
seni senden alıyor namussuz,
küp şekeri bırakıyorsun aşağı doğru eriye eriye iniyor kerata
sonra kaşığı tutuyorsun bir sağa bir sola hooop yuvarla yuvarla, oldu mu sana tamam
tutarsın bardağın ince belinden
dudaklarına değdirdin mi raksa geçiyor sinir sistemin
ve ağzında yavaş yavaş aşağı iniyor
artık sen de oldun bir keş"
:)) işte böyle olunca ister istemez çaya karşı farklı duygular besliyorsunuz ve her çayı gördüğünüzde
bu hazır sistem işlemeye başlıyor, bu moddan çıkmak ise inanılmaz derecede zor
onun için "arkadaşlarınız" çok önemli
eğer kişiliğiniz oturmuşsa istediğinizle arkadaşlık kurabilirsiniz oturmamışsa dikkat edin derim
Bedavadan biraz pahalı dedi Hamit amca. Pis bakkal mı diyeceğim adama? Hamit amca diyor tüm mahalle, biliyor hepsi ne mal olduğunu. Yeni getirdiği Çin malı ıvır zıvırları satmaya çalışıyor herkese. Kazıklanmaya en uygun model de benim ona göre. Küçüklükten beri hastayım böyle şeylere ya, kırk yaşında adam, her geçişte takılıyorum buraya. Fıstık
AHMED ARİF, “HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM” KİTABININ YAYINLANMASINI ANLATIYOR.
Cüneyt Arcayürek arkadaşım. O zaman Hürriyet gazetesinin Ankara temsilcisi. Bir gün bana dedi ki: “Bobin artığı sonsuz kâğıt var. Senin kitabını basalım. Hürriyet gazetesinin satıldığı her büfeye koyarız. Peşin de sana elli bin lira verelim. Bütün geliri de senin
Aniden açıyorsun gözlerini, herhangi bir Lost bölüm başlangıcı gibi. Eskide kaldı, evet. Ama sen gayet iyi hatırlıyorsun o uykusuz geceleri, sen de eskide kaldın çünkü. İyi uyuyabildin mi bari? O kapalı burunla nasıl yapıyorsun bilmiyorum geceleri? Kaç kere ameliyat ol dediler sana, korkulacak bir şey değil ki, yarım saatte halloluyormuş. Neyse
Az önce bir pastaneye kahvaltı yapmaya gittim. Benim boylarımda, saçları omzunda, masmavi gözlü bir garson kızı görünce ben bir düştüm :) Börek ve çay istedim ama getirdiği çay imamın abdest suyundan daha açıktı. O an bütün duygularım gitti. Çay önemli abi :)
Birdenbire, kardeşimle birlikte bir kış günü hiç ummadığı bir anda para göndererek babama sürpriz yapa- cağımız düştü aklıma. Kış neredeyse geçiyordu, hemen kardeşimi aradım.
"Nusret, hani bir kış günü babama bir sürpriz yapacaktık ya hatırladın mı?"
"Hatırlamaz olur muyum, para gönderecektik."
"Hadi, bu ay
Biz gençliğimizde her pazartesi gecesi kendisini pürdikkat izlediğimiz dizilerin etkisiyle sokakta volta atıyoduk . Hadi reklam olmasın diye söylemeyecektim ismini ama söylemiş olayım Kurtlar Vadisi'ydi ismi. Ertesi gün okula paltomuzla gelirdik olum.Böyle uzun olanından. Almak için mahallenin fırınında gece on sabah dokuz arası çalıştığımız,
Saliha Bir Hanım İstiyorum
YAŞANMIŞ GERÇEK BİR HİKÂYE BİR DELİKANLININ GÜNLÜĞÜNDEN MUTLAKA OKUYUN!
Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti derken annem yuva kurma konusunu açtı. Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. Komşuları çok dindarmış. Kızın, ailesinden daha da dine bağlı olduğunu duyunca