Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çağla Taşdemir

Belli bir yaşı geçince yaşam dediğin, sahip olduğun şeyleri sürekli olarak kaybettiğin bir süreçten öteye geçmez hale gelir. Önemli şeyler birer birer tarağın dişlerinin dökülmesi gibi insanın ellerinden kayıp gider. Sevdiğin insanlar, önce biri sonra diğeri, hayatından yok olup giderler.
Sayfa 580Kitabı okudu
Reklam
“Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir. O seni sevmese bile.”
Sayfa 260Kitabı okudu
Hz.Ömer,her sabah kapısına vurup ; ’ Ölüm var Ey Ömer ! Ölüm var ! ’ demesi için adam tutuyor . Bize ’ Kelepir daire var ! ’ diyen emlakçılar nasıl hatırlatacak ölümü ?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sevgi, Ayrık otları gibi rastgele büyümemeli kalbimizde. İtinayla seçilmeli toprak; ağacı görmek istediğimiz yere ekilmeli tohum. Çünkü toprak tohumun kıymetini bilirse izin verir dışarıya çıkmasına.
Kim bilir hayatımızda kaç kez, Nasıl da tanıyamamışım demiş, kaç kez ince buz tabakasına aldanıp üzerinde yürüdüğümüz gölün soğuk sularında bulmuşuzdur kendimizi.
Reklam
Mutluluk bir seyahat şekli olması gerekirken, bir türlü ulaşılamayan hayali istasyonlar haline geliyor.
İnsanı mutlu eden şeyler aynı zamanda onun felaketinin de kaynağı olabiliyor.
İhtiyaçlarını ne kadar azaltırsan o kadar hür olursun.
İnsanlar birbirlerine mektup yazmalı. Çünkü mektupta sesin tonu belli olmaz. Çünkü mektup düşünülerek yazılır. Birdenbire ağzımızdan kaçan kelimeleri hiçbir şey geri getiremez. Söylediklerimizin üstü çizilemez. Çünkü söylediklerimiz dinlenmeyebilir; sözümüz kesilir, içeriye o anda biri girer, okunan mektup ise mutlaka tamamlanır.
Suçluluk sizin yaptıklarınızdan kaynaklanmaz, başkalarının size yaptıklarından kaynaklanır, hala anlayamıyor bunu.
Sayfa 511Kitabı okudu
Reklam
Sanki deli dedikleri şey başka bir ev, dönüp oraya giriveriyorsun, ya da tamamen ayrı bir ülke. Oysa delirince bir yere gittiği yok insanın, durduğun yerde duruyorsun. Ve bir başkası gelip senin içine giriyor.
Sayfa 51 - undefinedKitabı okudu
Lakin tek korkum: Yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan. Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğinde susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım.
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkla yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar, yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hem de alaycı bir gülüşle dinlerler bunları.
Bir gün ‘aşk ihtilaldir’ demiştiniz. Bu sözün anlamını şimdi anlıyorum. Aşk gelince, gerçekten yeni bir dünya kuruluyormuş. İçimde varlığından haberli bile olmadığım yeni duygular keşfediyorum. Eskiden göl balığıydım. Şimdi alıntıya karşı yüzen bir sazanım.
Ben kötü günleri çok çabuk unuturum. Ama sizin şunu hiç unutmamanızı dilerim. Yurdu yurt yapan taş toprak değil, orada insanların yaşıyor olmasıdır. İnsansız yurt olmaz. O yüzden yurtseverliğin ilk şartının, insanlara suçlu bile olsalar, insanca davranmak olduğunu sanıyorum.
Sayfa 138Kitabı okudu
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.