Cinlerden bir kısmına "ifrit" deniliyor. Ragıb el-İsfehanî, ifritin, pis, çetin anlamına geldiğini söylemiştir. Yazır, bundan hareketle, Şeytan gibi insan hakkında da kullanıldığını, ifrit ve nifrit şeklinde ifade edildiğini kaydeder. İbn-i Kuteybe ise, “İfrit, yaratılışı kuvvetli, demektir." (1) Şibli ise, Ebu Amr b. Abdülberr’den
Hz.Muhammed sav Veda Hutbesi
Veda Hutbesi Oku ''Ey İnsanlar!'' Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayız. ''İnsanlar!'' Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınızda mukaddestir, her türlü tecavüzden
Reklam
Azrail (a.s) Cenab-ı Hakk’a yalvarıp :”Canların alınması vazifesinde senin kulların bana küsüp benden şikâyette bulunacaklar” demişti. Ona cevaben Cenab-ı Hakk şöyle buyurdu: “Senin vazifene, hastalıkları ve musibetleri perde yapacağım. Kullarım, vefat sebeplerini senden değil, hastalıklardan ve musibetlerden bilecek, senden şikâyet etmeyecekler” nasıl ki, neticesi ölüm olan hastalıklar, musibetler ve her çeşidiyle kazalar, Hz. Azrail’in yaptığı icraata perde durumundadırlar. Aynen bunun gibi, aslında Azrail (a.s) da, Allah-ü Teâlâ’nın icraatlarına perdedir.
Bela/2
Çünki Cenab-ı Hakk'a ait muhabbeti, nefsinize verdiniz. Mahbubunuz olan nefsinizin hadsiz belasını çekiyorsunuz. Ayet-ül Kübra - 202
Âmi ve havas
Âmiyane olan tevhid-i zahirî, hiçbir şeyi Allah'ın gayrisine isnad etmemekten ibarettir. Böyle bir nefiy (red) , sehl (kolay) ve basittir. Ehl-i hakikatın hakikî tevhidleri ise, her şeyi Cenab-ı Hakk'a isnad etmekle beraber her şeyin üstünde bulunan mührünü, sikkesini görüp okumaktan ibarettir. Bu, huzuru isbat, gafleti nefyeder. Mesnevi-i Nuriye - 212
Kıssadan Hisse: Ömür Sermayesi
Cüneyd-i Bağdâdî (830 - 909) (قدس سرّه) hazretleri, Asr Sure-i Şerifinde geçen "وَالْعَصْرِ* إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ" , "Zamana yemin olsun ki insan hüsrandadır" ayet-i kerimesinin manasını tefekkür ediyordu... Pazar yerinden geçerken buz satan bir adamın sürekli: "BUZ ALIN! BUZ VAR! BUZ ALSANA!" diye neredeyse insanların kolundan tutup ısrarla buz satmaya çalıştığını gördü. Satıcıya: "Neden bu kadar ısrar ediyorsun ki zorla satılır mı" deyince, satıcı: "Ee ERiYOR !" cevabını verir. Bunu duyunca o anda bayılır. Ayıldığında yanındakiler ne olduğunu sorunca: - O adamın buzlarında kendi ömrümü gördüm. Neden zamana yemin edildiğini ve neden insanın zararda olduğunu şimdi daha iyi anladım Sıcak adamın maddi sermayesi olan buzları eritip tükettiği gibi zaman da asıl sermayemiz olan ömrümüzü tüketiyor. Saniye saniye dakika dakika ömür buzumuz eriyor hissedebiliyor musunuz? Ömrümüz buz misali eriyip gidiyor. Sattık sattık. Satamazsak eriyor. "Nefis ve malını Cenâb-ı Hakk'a satmak ve ona kul olmak ne kadar kârlı bir ticaret ne kadar şerefli bir rütbe..." Cenâb-ı Hakk'a hakiki kul Rasulüne hakiki ümmet ve Sevdiklerine de hakiki yoldaş olmak nasibimiz olsun İnşaAllah...
Reklam
457 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.