Belli başlı bir sınır içinde ıstırap, mefkurevi huzurun geçidi olarak bir nimettir; ve hissi iptal edilmiş uzuvdaki ağrısızlık gibi, ıstırapsızlığın ıstırabından büyük acı yoktur.
Cemiyetlerde hiçbir dert ve illet yoktur ki, büsbütün dertsiz ve illetsiz kalmanın, işi hiçlikte bitiren, ölüme eş kuruluğu ve donukluğu kadar ağır olsun... Yani mutlak dertsizlikten büyük dert düşünülemez.
Kapitalizmi kuran yahudi (binbir misal), onu yıkmaya savaşan yine yahudi (Karl Marks), komünizme en yıkıcı darbeyi vuran da tekrar yahudi (Hanri Bergson)...
Sermaye, içine doldurulacak maddeye göre renk alan bir kaptır, aslında, (nötr)dür ve kötüye hizmet istidadında olduğu kadar iyiyi desteklemek kabiliyetindedir.
Madem ki para, iş ve emeğin, değer ve tutarın karşılığı olarak meydana çıkıyor; kendi zatı üzerinde de bir takım (spekülasyon) canbazlıklarına yol açıyor demektir. Bu da emeği emek, değeri değerle karşılayamamak zaruretinin tabii neticesi...