Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tiyatroya büyük bir sevgiy­le bağlı olmak yeterli değildir; kişinin kendisine inanması ve kendini sev­mesi de gerekmektedir.
Sayfa 236
Hayat, bize doğru dürüst soluk alma imkanı tanımayan çelişkinin bir diğer adıdır. Ortada bir aşk sorunu yoksa mutlaka bir başka şey vardır.
Sayfa 189
Reklam
Dürüst olmak gerekirse, komedilerimi seyircile­rin beğendiğinden bile daha çok beğeniyorum.
Sayfa 424
Charles Chaplin
"Herkes seviyordu beni, ama bir tek yakın dostum yoktu... Kendimi dünyanın en yalnız adamı gibi görüyordum."
Sayfa 75 - Afa Yayınları
Bebeklerle köpeklerin sinemanın en iyi aktörleri olduğu söylenir.
Sayfa 213
Carlyle dünyanın kurtuluşunun insanların düşünmeye başlamasıyla sağlanacağını söyledi. Ama bunu sağlamak için de insanların vahim du­rumlarla karşı karşıya kalması gerekiyor.
Sayfa 426
Reklam
Öykünün yapısını oluşturma yeteneğim geliştikçe komedilerdeki öz­gürlüğüm kısıtlanıyordu. Keystone'da çevirdiğim komedileri son yaptıkla­rıma yeğleyen bir hayranım şöyle yazmıştı:" O günlerde halk senin esirin­di; oysa şimdi sen onların esiri oldun."
Sayfa 192
CHARLIE CHAPLIN
• Erken sinema devrinden hiçbir aktör, Charlie Chaplin (asıl adı Charles Spencer) gibi ününü bugüne kadar koruyamadı. Komik dehası ve pandomim konusundaki yeteneği, onun yapımlarını en popüler eğlencelerden biri haline getirdi. Ailesi tiyatrocuydu ve kendisi de 17 yaşındayken bir vodvil12 grubuna katılmıştı. 1913’te çıktığı ABD turnesinde sessiz filmin öncüsü Mack Sennett tarafından keşfedilerek onun sahip olduğu Keystone Co. stüdyolarında çalışıp bir yılda 35 şakşak (slapstick) komedide rol aldı. Yavaş yavaş kendi rolünü mükemmelleştirdi: Eşyaların azizliği veya etrafındaki insanların kötülüğü nedeniyle, masum olmasına rağmen tehlikeye düşen, ancak maceracı ve grotesk bir tarzla kendini kurtarabilen, melon şapkalı ve bol pantolonlu serseri Şarlo tiplemesini yarattı. 1919’da Mary Pickford, Douglas Fairbanks ve yönetmen D. W. Griffith’le birlikte United Artists film şirketini kurdu. İlk uzun metrajlı Yumurcak (1921) filmini Altına Hücum (1925), Şehir Işıkları (1931, ilk sesli filmi), Modern Zamanlar (1936) ve Büyük Diktatör (1940) gibi dünya çapında başarıları takip etti. 1952’de Avrupa’da yaşarken, ABD vatandaşlığına geçmeyen Chaplin’in, “Amerika’ya karşı faaliyetleri” nedeniyle ABD’ye dönmesine karşı çıkıldı. Dördüncü eşiyle İsviçre’ye yerleşti ve film çekmeye devam etti. Sahne Işıkları (1952), büyük gişe hasılatı yaptığı son film oldu… •
Bir gecelik aşkı romanından bir sayfanın kaybı olarak gören Balzac gibi ben de bunun stüdyodaki verimli bir günü olumsuz etkileyeceğine inanıyordum.
Sayfa 190
Yoksulluğu ne itici ne de çekici bulurum. Bana değerlerin yok oluşu­nun ve de zenginlerin erdemlerini abartmanın dışında hiçbir şey öğretme­di.
Sayfa 248
Reklam
Almanların toplama kamplarında uyguladıkları gerçek terör­den haberim olsaydı The Great Dictator'ı yapmazdım. Nazilerin çılgınlığını komedi unsuru olarak kullanmazdım.
Sayfa 356
Arada sırada John Steinbeck'lerin evine gidip hafta sonunu orada ge­çiriyordum. Monterey yakınlarında küçük bir evleri vardı. John, birçok kı­sa öykü ve Tartilla Fiat'dan sonra ününün doruk noktasına ulaşmıştı. John sabahları çalışıyor ve günde ortalama iki bin sözcük yazıyordu. Yaz­dıklarında herhangi bir karalama olmadığını görünce büyülenmiştim. Onu kıskandım.
Sayfa 353
Pensamiento. Que difícil... A veces cuando actúas con el corazón sales lastimado y cuando actúas con la cabeza terminas alejado.
Los humanos somos tan difíciles que de pequeños soñamos con ser grandes y de grandes soñamos con ser pequeños.
Benim Odysseia'm burada bitiyor. Zamanın ve koşulların benden yana tavır aldıklarının bilincindeyim. Dünya beni şımarttı, sevdi ve nefret etti. Evet, dünya bana tüm iyiliklerini, çok az da kötülüklerini sundu. Başıma gelen kötü olaylar ne olursa olsun, talihin ve talihsizliğin gökyüzünde serserice dolaşan bulutlar gibi insanı gelişigüzel zamanlarda yakaladığına inanıyorum. Bunu bildiğim için kötü olaylar karşısında hiçbir zaman çok fazla dehşete kapılmıyor, iyi olaylar karşısında da hafif bir şaşkınlık duyuyorum. Hayatla ilgili hiçbir felsefem yok... destansı da olsa, aptalca da olsa hepimiz hayatla mücadele etmek zorundayız. Tutarsızlıklar karşısında tereddüt eder, kararsız kalırım; bazen küçük şeyler için canımı sıkar, felaketleri de kayıtsızlıkla karşılarım..
Sayfa 443 - AFA YayınlarıKitabı okudu
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.