Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eray Gümüş

Eray Gümüş
@chicko
Okur
he/him Tıp 4/6 *temet nosce*
Kuşadası
5 Temmuz 2001
19 okur puanı
Ocak 2024 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
"Bazen insanlara sevgi gösterdiğimizi düşünsek bile sevgimizde samimi olmadıkça bu sadece bir “gösteri”den mi ibaret kalıyor acaba? Seviyor-muş gibi, dinliyor-muş gibi, ilgileniyor-muş gibi… yapmak. Karşımızdaki bunu anlamıyor mu ya da hissetmiyor mu sanki? Belki de en acısı –muş gibi’lerle geçen bir hayat içerisinde bize verilen gerçek sevgiyi, gösterilen gerçek ilgiyi fark etmemek. Olabilir mi?"
Reklam
“Siz hangi gruptasınız? Yıllar önce yaşadığı olumsuzlukları durmadan tekrarlayıp elindeki kartopunu kocaman bir çığa dönüştürerek içinde kaybolanlardan ve yanındakileri de sürükleyenlerden mi ; yoksa kocaman bir kar kütlesini güneşin sıcaklığıyla eritip etrafına huzur verenlerden mi?”
“Ölümü umursadığı yoktu ama yaşam çok şey demekti. O yüzden de idam hükmü verildiği andaki duygusu korku değil özlemdi.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Ateş ısıtabilir veya yakıp yok edebilir, su susuzluğu giderebilir veya boğabilir, rüzgar okşayabilir veya kesebilir. İnsan ilişkileri de böyledir: Birbirimizi hem yaratabilir ve yok edebilir hem besleyebilir ve dehşet içinde bırakabilir hem de travma yaşatabilir ve iyileştirebiliriz.”
Yani her geçen gün sevgili dostum, insanların diğer insanları kendinden yola çıkarak değerlendirmesinin ne kadar aptalca olduğunu daha iyi anlıyorum. Hem kendimle fazlasıyla meşgul olduğumdan hem de iç dünyam fazlasıyla fırtınalı olduğundan başkalarını kendi haline bırakmayı yeğliyorum
Reklam
Başkaları istiyor diye kendi tutkusunu, kendi gereksinimini dikkate almadan, para, onur ve başka şeyler uğruna kendini yiyip bitiren insan her zaman budalanın biridir
“Böyle mi olacaktı, insanı sonsuz derecede mutlu kılan şey, aynı zamanda üzüntüsünün kaynağı mı olmalı?”
Biz insanlar güzel günlerin azlığından, kötü günlerinse çokluğundan sık sık yakınırız. Bana kalırsa bu doğru bir bakış açısı değil. Tanrının bize her gün sunduğu güzel şeylerin tadını çıkaracak kadar kalbimizin kapıları açık olursa, başımıza gelen kötü şeylere katlanacak gücümüz olur.
İnsan aslında karmaşık bir varlık değil. Çoğunluğu zamanın büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor, geriye kalanı ise özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor. İşte insanın değişmez yazgısı!
Oradan ayrıldığım için öyle mutluyum ki! Değerli dostum, insan kalbini anlamak olanaksız bir şey! O kadar sevdiğim, o kadar bağlı olduğum senden uzaklaşıyorum ve bundan mutluluk duyuyorum!
Reklam
Birbirimizi anlamadan, vedalaştık. Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.
“Siz insanlar” dedim. “Bir şey hakkında konuşurken hemen şöyle söylemek zorunda hissediyorsunuz kendinizi: ‘Bu aptalca, bu akıllıca, bu iyi, bu kötü!’ Bütün bunların ne anlamı var? Sırf bunları söylemek için mi bir olayın içyüzünü araştırıyorsunuz? Onun niçin olduğu, niçin olması gerektiği şeklindeki sebepleri kesinlikle açıklayabiliyor musunuz? Böyle yapsanız yargılarınızda bu kadar aceleci olmazdınız.”
“…Ayağa kalktım, lambamı hücrenin dört duvarında gezdirdim. Yazılarla, resimlerle, garip biçimlerle, birbirine karışan, yarı silik yarı okunaklı adlarla doluydu bu duvarlar. En azından her mahkum bir iz bırakmak istemiş olmalıydı buralara.”
Çok olmaya çalışırken hiç olmuştu artık ve aslında ona göre hiçlik çokluk anlamına geliyordu
“Görüyorsun değil mi, değişmedim ben. Gerçi bana biçilen kıymetteki gözle görülür ve ani artış nedeniyle bu konuda sürekli şüphelerimi gidermem gerekiyor ama değişmedim. Aynı kemiklerin üzerinde aynı ten, ellerimde aynı, ayaklarımda aynı on parmak. Aynı adamım. Ne yeni bir erdem sahibi oldum ne de yeni bir gücüm var. Beynim, eski beyin. Edebiyatta veya felsefede yeni bir fikir ortaya atmadım. Kimse beni istemezken hangi kıymete sahipken şimdi de öyleyim. Şu anda kafamı en çok kurcalayan şey, beni neden istedikleri. Beni kendim olduğum için istiyor olamazlar çünkü hala eskiden istemedikleri kişiyim. Demek ki beni başka bir şey için, benim dışımda bir şey için, ben olmayan bir şey için istiyorlar! Sana bu şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi? Gördüğüm kabuldür bu. Halbuki o kabul ben değilim. İnsanların kafalarındaki bir şey o. Bir de kazandığım ve kazanacağım paralar için istiyorlar. Halbuki o para da ben değilim. Para bankada duran, herkesin cebinde olan bir şey. Sen de mi bunun için, kabul ve para için mi istiyorsun beni?”
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.