Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Chilekesh

Eğer mutluysanız, teslim olmanızı bir yenilgi gibi görmeyin.
Sayfa 209 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Polis sinirliydi; hatta acımasızdı. Beni ilgilendirmez diye düşündüm. Her Cumartesi dayak yemeyi bir yazgı haline getiren bu kadınlara acımasına acıyordum, ama sınırları olan bir acımaydı bu... Sonra öfkelendiğimi fark ettim. Yardım edemediğimiz zaman kabahatin çoğunu incinene yıktığımız durumlara özgü bir öfkeydi bu.
Sayfa 199 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Tanrı insanla, annesinin babasının sayısız sevişmesi arasında bir kez ilgilenerek ona can verir, yaşayacağı zaman aralığını seçer, sonra da onu tamamıyla unutur. Hayatı boyunca yansızdır, tıpkı sizin gibi. Görmeden, görse bile ayırt etmeden seyreder... Sizi tekrar hatırladığında ölme vaktiniz gelmiştir.
Sayfa 172 - İletişim YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşam en çok suya benziyor. Hangi yatakta akarsa onun şeklini alıyor. Biçimi, kararlı bir tarzı, bilinen bir örgüsü, kokusu ve siz katmadıkça bir rengi yok...
Sayfa 135 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Aşk ölümden güçlüdür. Aşk ölümü yaratabilir, ama ölüm aşkı yaratamaz, ancak sona erdirir. Aşk sevdiğimizin yerine hiç kimseyi koyamayacağımızı fark ettiğimizde trajediye dönüşür.
Sayfa 131 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aşk her zaman yeni bir yaşam biçimidir; biten ya da yeniden başlayacak hayatların düğümlendiği noktadır.
Sayfa 131 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Suçsuzum, tıpkı sizler gibi Suçluysam bile, unutmayın, en çok sizinki kadardır bu.
Sayfa 12 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Şimdi söyleyin, bir insan, sırf hayatı boyunca hiçbir güçlü duygunun onu bir sel gibi önüne katıp sürüklememesinden dolayı suçlanabilir mi? Yelken açmadığım, bir denizci gibi durmadan rüzgar kovalamak yerine sağlam demirlerle hareketsiz kalacağım gölleri yeğlediğim ya da durgun göllere karışan ırmakların yarattığı yönsüz akıntılara kapılmadığım için suçlu muyum sizce?
Sayfa 8 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
552 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Ahmet Ümit'in pek popüler olmayan, yorumlara baktığımda beğenmeyenlerin çok olduğunu gördüğüm bu kitabını beğenerek okudum. Susurluk kazası sonunda ortaya çıkan, derin devletin pis işleri için eski dönemin faşist unsurlarını kullanıp, işleri bittikten sonra da temizlemesi sürecini baz alan bir roman. Gazeteci Adnan, yıllardır görüşmediği üvey kardeşi Doğan'a bir markette rastlar. Doğan ülkücü kendisi sol görüşlüdür. Araları hiçbir zaman iyi olmamıştır. Aslında rastlantı olmayan bu karşılaşmada Doğan, tehlikede olduğunu, öldürüleceğini, ama kardeşine teslim edeceği belgelerle kendisini kullanan mekanizmayı ifşa ederek intikam almak istediğini söyler. Adnan eskiden iyi bir gazeteci olmasına karşın kendini alkole vermiş gözden düşmüş hatta işten atılmıştır ve bu işe dahil olmak istemez. Ancak arka arkaya gelen ölümler ve kardeşinin arabasında yanmış cesetinin bulunmasıyla mecburen işin içine girer. Olaylar son derece girift bir hal alır ve sonunda beklenmedik bir şekilde sonuçlanır. Uzun ve ağır okumalardan sonra kafayı boşaltmak için ideal bir kitap olarak tavsiye edilir.
Kukla
KuklaAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 20197,4bin okunma
552 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kukla
KuklaAhmet Ümit
8.4/10 · 7,4bin okunma
Reklam
Yaşamda hiçbir şey rastlantı değildir. Rastlantı denilen şey, doğadaki yasaların gerçekleşmesidir. Ölüm bir yasadır ama bunun tek tek insanlarda gerçekleşme hali bir rastlantıdır.
Sayfa 502 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Mutluluğa indirgenmiş bir yaşam, yoksul geçirilmiş bir ömürdür. Yaşamı mutluluğa indirgeyenler de ruhsal açıdan yoksul kimselerdir. Ruh zenginliğini kazanmış olanlar, yaşamı acısıyla, mutluluğuyla, ihanetiyle, çirkinliğiyle kabul edenlerdir. Onlar ki kaybetme sanatını öğrenmişlerdir, bu yüzden yaşama katlanabilme yeteneğini geliştirmişlerdir.
Sayfa 396 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Hiç kimse yaşam yolculuğunda başından sonuna kadar tutarlı kalamaz; tutarsızlık tıpkı ölmek gibi yazgımızda vardır... Olmasaydı, yaşam da siz de çok sıkıcı olurdunuz.
Sayfa 212 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
.... patlamayla oluşan evren aynı zamanda genişlemeye de başlamıştı. Ama bu genişleme bir gün son bulacak ve evren yeniden toparlanacaktı. Bunun anlamı şuydu: Durum böyleyken, yaşamı o kadar ciddiye almanın, koşturmanın, yırtınmanın, çabalamanın bir anlamı var mıydı? Ne demişti Hayyam: "Tasını şarapla doldur, gözlerin toprakla dolmadan."
Sayfa 207 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Cesaretin en büyük düşmanı zekâdır, soğukkanlılığınki ise hırs. Bunlar ateş ve buz gibidirler. Birbirlerini yok ederler.
Sayfa 192 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
2.394 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.