Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Göreceli Görüş
Öncelikle çocuk karakterler üzerinden anlatılan kitapların her daim özgün ruhunu yaşattığını düşünerek kısa ve öz bir inceleme yapmayı diliyorum. Çoğu kitap gibi savaş temalı bir kitap olup ama savaşı detaycılığa sürüklemeden okuyucuya sunan bir kitaptır. Aslında fiziki bir unsurdan ziyade ruhsala yönelen diyebiliriz. Tabii bu fiziki bir şeyin olmadığı anlamına da gelmemeli. Var ama yeteri kadar var. Arkadaşlık üzerine kurgulanmış sürükleyici, arkadaşlığın değerini, savaşın ayırdığı insanları zamanı gelince bir araya getirip anlatan muhteşem bir roman diyebiliriz. "Her şey değişmeden çok daha güzeldi."
gece gece boğazım kurudu, gözüm yaşlı
Tüm çocuklar bizimdir. Birini harcamayı göze almamız, hepsini gözden çıkarmamızla eşdeğerdir. O gözden çıkardığımız biri diğerinin elinden tutup kendine hak görülen oyun alanında oyuna götürür çünkü…
Ve tüm insanları toplumsal sıfatlardan arındırılmış şekilde sadece insan olarak neden görmez bu fani dünya? Senden değilse karşıtı olmak zorunda mısın insanoğlu? Karşına aldığınla sınanmam sanıyorsun. Ne büyük yanılgı..
"Bu kitabı okumaya başladığınızda, Bruno adında 9 yaşındaki bir çocukla yolculuğa çıkacaksınız. Ve er geç Bruno ile beraber bir tel örgüye varacaksınız..."
Evet gerçekten de çok etkileyici bir hikâye. Bir iki saatinizi ayırıp bitirebileceğiniz bir kitap. Çok masumca yazılmış ve böyle binlerce masum çocukların diyaloglarını kitaba geçirmiş yazar.
Çocuklar dünyanın en masum varlıkları.En temiz yürekli canlıları.Ya tel örgü arkasında olan çocuklar.Onlar da çocuk değil mi?
Yazar kitabın arkasında"böyle tel örgüler dünyanın dört bir yanında var. Umarız asla rastlamak zorunda kalmazsınız."demiş.Bu kitabın gerçek boyutu bu olsa gerek.
Var olduğunu bildiğimiz tel örgüler varken onlara rastlamamamızın bir önemi yok.O tel örgülerin ardında kalan aileleri ve çocukları bildiğimiz halde ne yapabiliyoruz ? en önemli soru bu olmalı.
Nitekim Kafka'nın dediği gibi:
"Okuduğumuz kitap bir yumruk gibi tepemize inip bizi uyandırmadıktan sonra neye yarar?"
Bu kitabı okuduktan sonra tepeme yumruk gibi inen şu düşünce geçti aklımdan: Dünyada şuan binlerce Müslüman aileler ve çocukları tel örgüler ardında zulme uğruyor.Diger müslümanlar ise (bende dahil)hür ama kalpleri zulmü göremeyecek sekilde tel örgülerle örülmüş durumda.Ve artık görse bile umutsuzluğa kapılmış kalmış bir insanlık.Allah'ım CC.hepimize zulmü durduracak hakiki imanı tatmayı nasip etsin...
Vesselam...
Çizgili Pijamalı Çocuk | Kitap Yorumu
#kitaperestkizyorumluyor
Kitabın konusundan pek bahsetmek istemiyorum çünkü arka kapakta bile konudan bahsedilmemiş.
.
.
.
Kitap 3.kişi ağzından anlatıyordu.Tek sevmediğim nokta da buydu sanırım.Çünkü ben kitapların 1.kişi ağzından anlatılmasını daha samimi buluyorum.Örneğin kitapta Bruno'nun annesinden "Anne" babasından "Baba" diye bahsediliyordu.Bu beni kitaba çeken bir unsur değil kesinlikle.Ben daha önce de söylediğim gibi kitapların daha samimi bir dille yazılmasını seven biriyim.Bunun dışında kitap çok güzeldi,verdiği mesaj çok güzeldi.
.
.
Bu kitabı okuyup sonunda ağlamayan yoktur sanırım.Ama ben ağlamadım Çünkü daha önce filmini izlemiştim ve sonunu biliyordum.Bence kitabını okuduktan sonra filmini de izleyin çünkü kitabın sonu çok açık/anlaşılır değilid.Yani sonda ne olduğunu anlamak biraz zordu.Filmde her şey çok daha açık,çok daha net
Buraya kadar okuysanız çok teşekkür ederim,iyi okumalar!❤
208 syf.
·
Puan vermedi
#kitapyorumum
#cizgilipijamaliçocuk
@johnboyne
@tudemyayinlari
.
Merhaba ben geldim arkadaşlar kasım ayinin son kitabiyla çok güzel bir okuma yaptık
#kitapyorum
Bruno 9 yaşında almanya doğumlu bir çocuk.Babası hitler in musubet irezil insanın komutanıdır.Bir gün evlerinden ayrılıp babasinın yöneteceği esir kampının oraya taşınırlar.
Hayat Bruno için kolay olmaz yalnızlik ceker üstelik ilgisizde bir anneye sahip
Shmuel yahudi olan bir çocuktur ve esir kampında tutulmaktadır.
Bruno ile tanışırlar ve arkadaş olur sohbet ederler.
Savaşta olsa çocuk çocuktur onlar icin din,dil,ırk ayrimı yoktur.
keske bizler icinde olmasa
Bruno ve Shmuel e neler olacak
arkadaşlıkları ortaya çıkacak mi
saf ve tertemiz düşüncelerinin sonunda başlarına ne gelecek
Kitabin çocuk kitabi olmasindan dolayı üzüldüm bizlerin bile anlayamadıği olayları çocukların anlayıp hazmetmesini beklemek bana yanlış geldi
Sade bir anlatimı var çabuk biten bir kitap ama sonrasında düşünduren ve insanlığımızı sorgulatan bir hikaye
kitapla ve sevgiyle kalın
Kitapta Bruno'nun anne, kocasının yaptığı şeyleri ne kadar onaylamayıp, sevmese de mecburen katlanması çok üzücü bir şey çünkü yaptığı şeyi doğru bulmuyorsun ama bir şey diyemiyor.Orada garson olarak çalışan kişinin aslında doktor olması , Bruno'nun o teller ardındaki çocukla kendi yaşadıklarını bir görmesi çok üzücü şeyler ama Bruno'nun babası bunları başkasına yaparken neler yaşattığını anlamıyor ama kendi çocuğuna olunca anlıyor ancak.Keşke daha önceden bunları anlayıp yapmasaydı.kitap güzeldi.Güzel yazılmış bir kitap.Okumanızı tavsiye ederim.