İster kadın, ister erkek olsun, geçmişinde birden fazla yara izi, gözlerinde belli belirsiz bir hüzün ve yalnızlık, ruhunda görünmez kırık çıkıklar olan insanlar ilgisini çekmişti hep.
Ne kadar korkutucu bir şeydi Tanrı'yı böylesine intikamcı, katı, cezalandırıcı bir varlık olarak algılamak. Tanrı'nın dili sevginin dili miydi, yoksa korkunun dili mi?
Bazı kitapları tam olarak anlamak için yeterince yaşamamış gibi hissediyorum. Bu da onlardan biri. Kitaplığımda kalacak ve 'yaşadıkça' tekrar okuyacağım bir kitap olacak.
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,3bin okunma
"Benim de herkes gibi tamamen herkes gibi olduğumu söylemek istiyordum ona ama aslında bütün bu sözlerin pek de faydası yoktu, ben de üşenerek bunları söylemekten vazgeçtim."
"O zamanlar sık sık şöyle düşündüm; beni kuru bir ağacın gövdesine hapsetseler de başımın üstündeki gök parçasına bakmaktan başka yapacak işim olmasa da yavaş yavaş ona da alışacaktım. Kuşların geçişlerini, bulutların birbirlerine rastlayışlarını bekleyecektim."
Akıcılığına nasıl kapıldığımı anlayamadan hemencecik bitti kitap. Başta eğlenceli geldiyse de devamında gerçeklerin anlatıldığı satırlar canımı çok yaktı. İyi ki okumuşum dediğim bir kitap oldu benim için.
Kitaptan yola çıkarak araştıracağım konular: Petrolün faydaları ve oluşumu, karbon elemetinin allatropları
AedenAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201612,7bin okunma
Acıyla eğitilip ancak vahşetten alabiliyorlardı derslerini. Evrendeki başka varlıkları mahvedecek kadar büyük duyguları deneyimlediklerinde ancak hissedebiliyor ve zar zor da olsa harekete geçebiliyorlardı.