Beni derinden etkileyen bir kitap oldu bitirdiğimde dakikalarca boşluğa dalıp gitmeme sebep olan bir hikaye. Hayatta herkes kendi hatayı içerisinde hikayeler yaşıyor ama bazı hikayeler var ki gerçek olmasını istemeyecek kadar derinleyici. İsyan’ın hayatta bir birey olmak için doğduğu evden uzaklaşmak için verdiği çaba,hayatın onun için seçmiş olduğu bir hikayenin içinde kendisini aniden buluşu bu hikayenin başlangıcı sayılabilir. Bir yandan kendi isteğiyle yaşadığı hikaye bir yandan da hayatın onun için yazdığı ve hiç yaşamak istemeyeceği bir hikayenin harmanlanmasıyla bir araya çökmüş bütünleşik bir hikaye… Kendi hayal dünyamda İsyan ve Clara için çok güzel bir hikaye yazdım. Bu huzurla yazımı sonlandırıp bende huzur bulacağım.
Doğunun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 199832,7bin okunma
<Yazım spoiler içerir.>
Babasının ve dedesinin devrimci olması istekleri altında çocukluğu ve gençliği boyunca boğulan ve hatta ismi bile bu yüzden "İsyan" koyulan bir insanın, bu beklentiler altında hayali olan tıp bölümünü okumak ve bir nevi ebeveynlerinin ona biçtiği hayallerden kaçmak için gittiği Fransa'da bir devrimci
Olay 1976 Haziranında Paris'te bir metroda geçmektedir. Yazar, romana tablodaki bir resimden söz ederek başlamaktadır. Tabloda, deniz ve o maviliğin üstündeki gemi bulumaktadır. Yazar, bu tabloya hayran kalmıştır. Metroda bu tabloyu seyrederken gözleri, son derece ilgi çeken bir adama takılır ve bu bu adamı takip etmeye başlar. Bu takip
Osmanlı torunlarından tıp öğrencisi İsyan'in yaşamını konu ediniyor. Yazar İsyan'in dilinden dokulenleri anlatırken bir yandan da ikinci dünya savaşı öncesi ve sonrasına dair birçok bilgi veriyor.
Aşk,sevgi, mücadele,aile, vatanseverlik temalarının yer aldığı kitap tarihi olaylara ayna tutması bakımından çok derinlikli. İsyan ve Clara' nin aşkı kitabı daha sürükleyici kılmıştır.
Doğunun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 199832,7bin okunma
Ona dokuna bir şeyler vardı , varoluşun kendi kendine yettiği , dağların sükûnetini , bir taşın zamanların ötesindeki varlığını ya da suyun akışını andıran , uzaklardan gelen bir mesaj . İçinde dünyanın kanunlarına ve onların meydan verdiği aksaklıklara isyansız , kedersiz bir teslimiyet vardı. Yerkürenin bir kıvrımı ne kadar açık ve seçikse çocuk da öyle , oradaydı işte . Cevennes’in eski bir atasözü gibi , ‘Sahip olmak beklemekten yeğdir ,”diyordu kendi kendine. İsyan etmemek gerekiyordu .