Yunus Emre diyor ki:
"Bu dünyada aşksız bir tek kişi bile yoktur. Herkesin bir nesneye sevgisi vardır. Allah'ın yarattığ bu dünyada yüz bin türlü sevgi vardır, sana hangisi layıksa onu seç! Allah'ın yarattığı yüz bin sevgi var; sen bunlardan kendine layık olanı seç. Fakat bu yüz bin sevgiyi iki başlıkta değerlendirmek gere kir:
Lan okumak çok güzel birşey onu kim icat etti ?
Yani süper birşey mesela böyle dolaşıyorsun etrafta canın sıkın internette zaman geçirmek sana eğlenceli gelmiyor. Artık hayat sanki en güzel renklerinden soyunmuş gibi geliyor herşey gri ve iki gün dolapta beklemiş haşlanmış patates tadı veriyor o sıra eline bir kitap alıyorsun ve bammm bam bam yeni bir hayat penceresini açtın yazar sana ağlayan bir çocuğun dizinde oluşan yarayı ,annenin çocuğa bakışı, ağcın gölgesinin ölü kedinin bedenini yağmurdan korumasını,okul penceresinden bahçedeki yakışıklı yaşıt erkeğe bakan genç kız ve daha okumadığın düşünmeyi akıl etmediğin tasvirleri gösterir sana ,okumak bir hobi değil bir bağımlılık olsa gerek en tuhafı da ne bilir misin? okumak için insan olmak insan olmak için de okumanın gerek olmasıdır sana en güzel şekilde hayatın her rengini gösterebilir okumak sana ölümü ve doğumu anlatabilir okumak bizi hem insan hemde şeytan edebilir yani bu durum da sadece okumak değil güzel okumak gerekir.
MEÇHUL ÖĞRENCİ ANITI Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında Bir teneffüs daha yaşasaydı Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür Devlet dersinde öldürülmüştür Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu: -Maveraünnehir nereye dökülür? En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı: -Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir. Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor Bir yazma bağlayan eski eskici babası yazmıştır: Yani ki onu oyuncakları olduğuna inandırmıştım O günden böyle asker kaputu giyip gizli bir geyik Yavrusunu emziren gece çamaşırcısı anası yazdırmıştır: Ah ki oğlumun emeğini eline verdiler Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri: Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.
Ece AYHAN
başlık : çocuğun ölümü
gözlerini açıp uyandığında bu zamana kadar hiç görmediği bir şey örtmüştü üzerini yeşil, yemyeşil. yattığı karyolanın üstü kapalı ve üstelik tahtaydı. gece lambasını yakmayı da unutmuşlardı, oysa annesi bilirdi karanlıktan korktuğunu. "yağmur mu yağdı acaba, toprak kokuyor anne" diye seslendi ama annesi cevap vermedi. biraz sağa sola kıpırdamak isterken irkildi ve çığlık attı "anneeee! yastığıma böcek girmiş, alır mısın?" fakat annesi duymuyordu onu.
yavaş yavaş hatırlamaya başladı neler olduğunu, bir rüya gibiydi sanki her şey. dün gece hiç görmedi ve tanımadığı kişiler yıklamıştı bedenini, annesi de baş ucunda sessiz çığlıklar içerisinde ağlıyordu. çocuk "anne neden ağlıyorsun!" diye sorduğunda anne yine cevap vermedi. duymadı bile onu.
yutkundu ve "annem neden cevap vermiyor artık küstü mü acaba bana, şimdi onun için mi gelmiyor yanıma" diye düşündü çocuk.
küçücük bedeninin üzerine ağır bir yük bindi aniden, gördüğü 3 dakikalık rüya, 300 yıl yaşlandırmıştı ruhunu. gözleri kapanmaya başladı yavaş yavaş arasından sızan gözyaşlarıyla birlikte ve tekrar daldı uykuya tüm gördüklerinin bir rüya olmasını dileyerek.
yorgunsun hoşgelmişsin
kara gece nöbetinden hoşgelmişsin
yat uyu yerin hazır
hak etmişsin uykuyu
helal olsun uykun bahtiyar sağlığın
ama bir uzak iskelede başka olurken deniz
sakla uykunu biraz o uzak iskeleye
bak sakın telaşlanma
bitiverdi iki aylık bir çocuğun kendisi
bir şey değil bir çocuğun iki aylık tanrısı
bitiverdi iki aylık bir çocuğun