Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anneler günü evet iyi hoşta neden bu özel günler var neden bu özel günlerde çiçek, gül alınıyor ? Aksine bugün dışında kalan tüm günlerde çiçek gibi davranmalı, bakmalı, kim bilir annesini kaybeden kaç çocuk var, yüreği sızlayan, bu gösteriş bu özel günler bir şeylerin anlamını aksine kaybettiriyor..
Toprağında Sırılsıklam...
Sordu, nasılsın?? Fiziken; iyi, ruhen; "kül eviydi"... İç çekti, Derin bir son nefes daha çekti; içine... Tütün sarılır ya hani... Parmakları sararmıştı tütünden Tek nefeslik miydi bu cigaralar?
Reklam
Bende kendi şarkımı bırakıyorum:))) 👉 youtu.be/Z16jtRZDjvs?si=... Adressiz yolculuklar matarasında Sırt çantasında yalnızlığı Naftalin kokuyor türküleri unutulmuş zamanlardan Gözleri hala çocuk Geleceği anılarında arayan Dağ gibi yaralı nehirler gibi suskun Düşbaz türküler taşıyor gün bitimi şafaklarda Gözleri hala
0:42 Başlık Keşke biliyor musun daha şimdiden özledim seni oysa hiçbir şeyi istemediğim kadar istedim gözlerinde kavrulup nefesinde sönmeyi hiç dokunmamış tım yaralarına ve hiç gelmemiştin sokağıma teninin kokusunda bilmiyordum ellerinin sıcaklığını da hiç nefesimiz birleşmiş olmasına rağmen çocuk su yüreğimin kahramanıydın hiç olmadığı kadar sevdim seni bütün aşklara kalem çekerek hiç gelmemiş birinin gidişi acıtırmı yüreği desen bunu asla bilemeceksin ama ben yine de söyliyim hani düşersin de can havliyle avuçlarının yere değilde cam kırıkları üzerine kapanırya sadece avuçlarım olmuyor kanayan tırnak uçlarında yaşıyorsun ölümü ruhun çekilir gibi oluyor bedeninden nefesine batıyor cam kırıkları işte öyle birşey gidişin sahi ya dukunsaydım gecelerine ya aynı sabaha uyansaydık ya öpüşseydik nefes nefese ya ardından sarılıp kukunla cenneti hissetseydim ya öpseydim saçlarını nefesimle dahamı büyük olurdu acım yoksa yine cam kırıkları ağrılar saplanırmıydı yüreğime
Bugün bir melek ayrıldı aramızdan. Hayatının en masum döneminde, 16 yaşında. 16 yaşın heyecanını, ergenliğin sıkıntılarını hiç yaşayamadı. Çünkü ergenlik sorunlarından önce gelen çok ciddi sağlık sorunu vardı onun. Kalbi çok zayıftı. 5 yıldır, kendi kalbinin yerine yeni bir kalp koymak içindi çabası. O ve ailesi çok çabaladılar, Esila o çocuk omuzlarıyla çok ağır yüklerin altına girdi, birçok ameliyat geçirdi, birçok kez yoğun bakıma girdi. Kalbi biraz nefes aldırdıysa ona, o kısacık molalarda gülümsemeyi başardı. Her şeye rağmen gülmeyi unutmadı. “Anne yardım et.” cümleleri dudağında sabahladı çoğu gece. Bir ümit… “Ah bir kalp bulunsa” dualarıyla geçen, “Sabret yavrum, geçecek.” avuntularıyla çaresizlik içinde bitmeyen günler, geceler… Nihayet o kalp bulundu, kim bilir hangi yüreklere düşen kor, bir başka yanan yüreği serinletmek için ümit oldu onlara… Merhametti bunun adı, yıllardır beklenen merhamet. Bir ümit koşturdu herkes, o yalvaran bakışlara merhem olmak isteyen herkes koşturdu. Ameliyatı da iyi geçti Esila’nın, sonra o kritik saatler başladı. Çok istedi yaşamayı Esila, annesi çok istedi yavrusunu kurtarmayı, babası her şeyini verirdi onun için, kardeşleri yollarını gözlediler hep. Ama olmadı, Esila bugün ayrıldı aramızdan… Sevdiklerinin acısı o kadar büyükken, çok üzgün olduğumu yazmaya bile utanıyorum. Allah’a emanet ol Esila…
Dün okula kalın bir romanla geldi.Biz öğrenci ve öğretmen olarak okumayı çok seviyoruz:) Öğrencim özel bir çocuk, William Sendromu ...bilmem duydunuz mu? 26-28 genin kendiliğinden silinmesi ile ortaya çıkan anormal bir durum.En belirgin özellikleri ise sevimli bir surata sahip olmaları:) Periyüz de diyorlar bu tip çocuklara. O kadar sevimli ki, kalbime kilitleyesim geliyor onu:) Okuduğu roman birçoğumuzun çok kalın, okuyamam dediği cinsten olan "Kızıl Nehirler"...Artık nasıl okuduysa dünden beri 17.sayfaya gelmiş. Kitapta neler oluyor dediğimde "yüreği hoplamış, çok korkmuş "dedi. Kuzum yaa...Sen çok tatlısın. Allah sana hayırlı ömürler nasip etsin. Anneni babanı başından eksik etmesin diye dua ettim ona :)
Reklam
Atlar koşacak yeniden bozkırlarda, önde yüreği Ömer kesilmiş bir çocuk. Ülkemden yükselecek melekler ve kanatlarıyla kuşatacaklar yara almış her bir kara parçasını. Birimiz secdede, birimiz rükûda, birimiz uykuda iken..
23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı Kutlu olsun
Babasını cephdede kaybeden şerbetci çocuğun gözünden Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin ilanı ,İstiklal Marşımızın yazım süreci,Ankara nın Baskent oluşu ,cephe ve cephe gerisindeki topyekun mücadele yani bir milletin kaderini kendi yazdığı süreci görmek,degerlendirmek, izlemek. Şermin Yaşar kalemini severim.Her ne kadar İlber Ortaylı karızmayı çizdirse de tarih bilgisine değer vererek dinlerim,okurum. İkilinin çalışmasını merak ettim . Şermin Yaşar'ın anlatımı,İlber Ortaylı nın anlatının içindeki tarihi bilgileri, Gökçe Akgül'ün resimleri ile çocuklara,genclere hitap eden güzel bir kitap ben beğendim.Resimler daha iyi olabilirdi. Ne zor yıllar, kimler ne büyük fedakarlıklar yapmışlar hiç unutulmaması gereken,hep gündemde olması,bilinmesi,anlatılması, canlı ve gündemde tutulması gereken bir süreç. Atatürk ve silah arkadaşlarını, bize bu günleri armağan eden o dönemde yaşamış ve elini taşın altına sokarak,tüm yüreği ile mücadeleye gönül vermiş atalarımızı sevgi,saygı,rahmet ve şükranla anıyorum. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun. #alıntılar "Mustafa Kemal Paşa, Onuncu Yıl Nutku'nu okurken ben de oradaydım. Ama bu defa ne çörek satmak için ne şerbet satmak için ne de gazete satmak için. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir öğretmeni olarak öğrencilerimle birlikte tören yerindeydim." (s. 114) "Mustafa Kemal cephede bile kitap okuyacak kadar gerçek bir kitap tutkunudur. Biraz da onun için büyük bir adamdır. Okuduğu bilinen kitap sayısı 4300'den çoktur." (s. 86) Ulusal egemenliğinin sonsuza kadar sürmesi niyetiyle hayatı ve kitapları iyi okumalar.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.