Yüz güzelliği denilen şeyi oluşturan tek şey bence, gülümsemedir. Eğer gülümseme yüze bir hoşluk katıyorsa, bu güzel bir yüzdür; yüzü değiştirmezse, sıradan bir yüz, çirkinleştirirse, karşımızdaki güzel olmayan bir yüzdür.
Tolstoy kendi yaşantısından hareketle yazdığı Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik isimli romanında edebiyatın bir sanat olduğunu bize yeniden hatırlatır.
Kahramanın başından geçen olaylar ve ruhunda geçen diyaloglar, insanı anlatır, bize özgüdür.
Kayıplar karşısında hissettiklerimiz, aşık olduğumuzda (ya da sandığımızda) duygularımız, arkadaş edinirken çabalamalarımız, aile içi kavgalarımız... kısaca kendimizi gerçekleştirme sürecine destek olacak akıcı bir roman…
Tavsiye eder miyim?
Okuma hızınız ve okuma alışkanlığınıza göre değerlendirin derim… Bu romanı bana Murakami tavsiye etti, ama bence bunun yerine Savaş ve Barış’a kendimi versem daha faydalı olurdu… Bu da benim pişmanlığım sanırım :))
DipNot: Mazlum Beyhan çevirisiyle İletişim Yayınları tarafından basılan kitapta, roman hakkında yazılan makalelerde yer alıyor, incelenmeye değer...
İyi okumalar…
Gelecek, kimi zaman öylesine karanlık görünüyor ki, insan ilerisini aklı başında bir biçimde düşünmekten bile korkuyor, aklının etkinliğine tümüyle son veriyor ve kendini geçmişin ve geleceğin yokluğuna inandırıyor.